nazım hikmet
istikbal yalnız hakiki sanatın ve hakiki sanatkârlarındır.
klasik, yeniliğin düşmanı değildir. klasik sanatkâr, kendi devrinde yenilikçi olandır, yeniyi getirendir. elbette bu yeniliğin yılların akışına karşı koyabilmesi gerek. devrinde yeni olmayan hiçbir sanatkâr klasik olamamıştır.
sanatkâr, dış dünyayı pasif bir şekilde aksettiren alelade bir ayna değildir.
sanat bahsinde sekterlik en büyük düşmanımızdır. sekterlik nihilistliğin bir çeşididir. sekter, bir şeyden, kendi zevkinden başka her şeyi, bütün görüşleri inkâr eder.
sanatkâr, halka türküsünü dinletmek için en uygun şekilleri durup dinlenmeden, ömrünün sonuna kadar aramak zorundadır. bazen bu araştırmalar aylarca süren bir baş ağrısından, sinir bozukluğundan başka sonuç vermez. olsun. bazen yanılır. yanılsın. başı aylarca ağrımayan, sinirleri bozulmayan, yanılmayan sanatkâr, olduğu yerde sayandır.
biz güzel sanatlar sahasında hâlâ ananelerin esiriyiz. sanatı hala afyon çekmek kabilinden bir şey telakki edenler az değildir.
afiş sanatkârlığı; doktorluk kadar mesuliyetli, saray şairliği kadar zeki ve kurnaz, düşman memleketini işgal eden bir ordu kumandanlığı kadar kudretli bir şeydir.
en çok gürültü koparan en çok verimi olan değildir. büyük çalışmalar, buzların altında akan büyük nehirlere benzerler. ilk bakışta önümüzde kımıldamayan, gürültüsüz bir düzlük vardır. oysaki bu sessiz düzlüğün altında akan su bütün kocamanlığı ve büyüklüğüyle ortaya çıkmak için baharın gelmesini bekler.
ihtisas ve zevk-i selime, sanata ve bilgiye yer verilmezse, onun boşluğunu ne para, ne yaldız doldurabilir.
büyük sanat kitaplarını, sahicileri sahtelerden ayıran hususiyet şudur: olanı durgun, taş kesilmiş olarak değil, olanı olduğu gibi, yani doğuş, oluş ve ölüş akışında aksettirmek.
çağımızın stili her şeyden önce realisttir. insanın yaşamını, alelade insanın, halkın yaşamını yansıttığından realisttir, özlüdür, direkttir; sahte duygusallıktan, abartmadan uzaktır, gayet dinamiktir. o kadar incedir ki, naylon bir çorap gibi, giyildiği zaman yalnız bacağın görünmesini önlemediği gibi, onun güzelliğini de ortaya çıkarır.
dönemlerinin karanlık güçleriyle savaşan sanatçılara her ülkede ve her çağda rastlanır. insanların mutluluğu ve dünyada güzel bir yaşam için savaşa giren bu ilerici sanatçılar her zaman karanlık güçlerce kuşatılmış, kovuşturulmuş, baskıya uğratılmış, hapsedilmiş ve öldürülmüşlerdir. fakat onlar hiçbir baskı ve tehdidin, hiçbir ölümün, hiçbir yalanın; tarihin akışını iyiye, güzele, haklıya ve mutluluğa yönelişini durduramayacağını bilirler.
hayatımı ve sanatımı, yaratıcı, geniş halk yığınlarının hayatına ve yaratıcılığına bağlamışım. insanlarımı seviyorum, bütün zaafları ve kepazeliklerine rağmen onlara güveniyorum; tarihi onlar yapmışlardır ve onlar yapacaklardır. işte sanatım aydınlıksa, ümitliyse, palavracı değilse bundan dolayıdır. halbuki şairlerimizin çoğu bu bakımdan şaşkın bir durumdadır. kafaları karmakarışık ve yürekleri sosyal durumlarından gelen bir kahredici şüphe içindedir.