17.07.2010

travma *

thomas bernhard

sayın bakan, sayın konuklar, övülecek bir şey yok, lanetlenecek bir şey yok, yakınılacak bir şey yok; ama birçok şey gülünç, ölüm düşünülecek olursa her şey gülünç. insan yaşayıp gidiyor, etkilenerek, etkilenmeden, sahneden geçip gidiyor, sahne donatımlı devlette daha iyi ya da daha kötü eğitimle her şeyin yeri değişebilir: yanılgı! kavrıyor insan: hiçbir şeyden haberi olmayan bir halk, güzel bir ülke - ölü ya da vicdanlı vicdansız babalar, bayağılık ve alçaklık içindeki insanlar, gereksinimlerinin yoksulluğu içinde.

her şey son derece yüksek felsefi ve çekilmez bir geçmiş. çağlar ebleh, içimizdeki şeytanlık sürekli bir vatansı zindan, orada ahmaklık ve kayıtsızlık unsurları günlük dışkılamaya dönüşmüş. devlet sürekli başarısızlığa, böylesi bir halksa sürekli alçaklığa ve bunaklığa mahkum. yaşam filozofların sırtlarını dayadıkları ve sonunda her şeyin delirmek zorunda kaldığı bir umutsuzluk.

biz avusturyalıyız, duygusuzuz; yaşamda hain bir ilgisizlik olarak bir yaşamız biz, gelecek olarak, kendini beğenmişliğin doğasının işleyişi içindeyiz. anlatacak bir şeyimiz yok, acınacak oluşumuz dışında, felsefi-ekonomik-mekanik tekdüzeliğe kapılmışız. çöküşü hedefleyen araçlar, can çekişme yaratıkları bize her şeyi açıklıyor, hiçbir şey anlamıyoruz. bir travma halkıyız, korkuyoruz, korkmaya hakkımız var, geride, belirsiz olsa da korku devlerini artık görmekteyiz. düşündüklerimiz enine boyuna düşünülmüş, hissettiklerimiz karmakarışık, ne olduğumuz belirsiz. utanmamıza gerek yok, ama biz de bir hiçiz ve karmaşa dışında bir şeyi hak etmiyoruz.

kendi adıma ve burada benimle birlikte onurlandırılan bu jüri adına, özellikle de burada bulunanlara teşekkür ederim.

* avusturya devlet ödülünün verilişinde yapılan konuşma