alain touraine
demokratik yönetim biçimi en çok sayıda bireye en büyük özgürlüğü veren, olası en büyük çeşitliliği tanıyan ve koruyan siyasal yaşam biçimidir.
demokrasi inançların, kökenlerin, düşüncelerin ve tasarıların çeşitliliği olmadan var olamaz.
demokrasi insanı yalnızca bir yurttaş olmaya indirgemez; onu aynı zamanda ekonomik ve ekinsel topluluklara bağlı özgür bir birey olarak tanır.
demokratik düşüncede hiçbir ilke, temel insan haklarına uyması gereken şu ilkeden daha önemli değildir: devletin sınırlanması ilkesi. üstelik demokrasinin yüzyılımızdaki başlıca muhalifinin tanrısal adaletin monarşizmi ya da mal sahiplerinin ve derebeylerin oligarşisi değil, totalitarizm olduğunu ve buna karşı koymak için, devletin erkinin sınırlarını belirlemekten daha iyi bir yol olmadığını nasıl unutabiliriz?
demokrasi siyasal toplumu içerir; ama hem siyasal toplumun özerkliğiyle tanımlanır hem de bu toplumun devletle sivil toplum arasındaki aracılık rolüyle. devletle sivil toplum, aracısız, doğrudan doğruya karşı karşıya geldiklerinde, sonuçta birinden biri kazanacaktır; ama kazanan hiçbir zaman demokrasi olmayacaktır.
en etkili demokratik savaşım, zenginliği elinde tutanların erki de elinde tutmalarına karşı verilmiş olan savaşımdır.
18 yaşın altındaki gençlerin sinema, müzik, televizyon ya da giyim gibi birçok tüketim alanında pazarın önemli bir bölümünü oluştururken, siyasal yaşamdan dışarda tutulmaları zorunlu olarak kamu yaşamımıza demokrasi-dışı bir nitelik getirir.
siyasal yaşamı gözlemleyenlerin birçoğu, seçimlerin siyasal bir seçimden çok siyasal bir reddi dile getirmeye araç olduğunu söyler: seçim bir tercihin -yeğlemenin- anlatımından çok bir cezadır.
demokrasinin başlıca amacı, temel ilkesi eşitlik olması gereken siyasal bir toplum yaratmaktır.
demokrasi çoğunlukla çoğunluğun isteğine karşı karar alabilme yeterliliğiyle yargılar kendini. bunu birçok ülkede, egemen düşünceye karşın kaldırılmış ölüm cezası konusunda gördük.
demokrasi bir'e karşı, saltık erke, devlet dinine, partinin ya da emekçi sınıfının diktatörlüğüne karşı bir savaşımdır; her bireyde ve bireylerin birbirleri arasında özgürlük yaratmak için verilen ortak çabadır.
yenilerin demokrasisi ne katılımdır, ne temsilciliktir ne de iletişimdir; her şeyden önce öznenin yaratıcı özgürlüğüne, toplumsal eyleyen olup kendisini serbest yaratıcı olarak duyumsayacağı bir alan yaratmak üzere çevresini değiştirme yeterliliğine dayanır.
demokrasiyi, bir yandan kendi iktidarını sürdürmek için ekonomik erkinciliği (liberalizm) kullanan yetkeci yönetim biçimleri, bir yandan da toplulukçu devletler tehdit eder.
demokratik ekin, hem saldırgan toplulukçu bir farklılıkçılıktan hem de eşitsizliklere ve dışlamalara duyarsız, siyasal olmayan bir erkincilikten (liberalizm) alabildiğine uzakta, hepimize insanlık deneyiminin olası en geniş bölümünü yaşama olanağını sağlamak için, farklı ekinlerin birbiriyle buluşup bütünleşmesine destek olarak dünyayı ve herkesin kişiliğini yeniden oluşturma yoludur.