söndü günün yıldızı
indi mavi denize kara bir duman
hışırda, çırpın uysal yelken
dalgalan, karanlık okyanus, dalgalan
görünüyor işte uzaklarda
güneşin hiç batmadığı büyülü diyarlar
gönlüm akıyor oraya coşkuyla, tasayla
ve kıpırdanıyor içimde anılar
gözlerim yaşlarla doluyor yine
kaynıyor ruh ve donuyor birden
tanıdık bir hayal uçuyor çevremde
anımsıyorum her şeyi, acı çektiren, mutlu eden
anımsıyorum çılgın aşkı geçmişteki
arzuları, umutları, kırılıp aldanan
hışırda, çırpın, uysal yelkenim
dalgalan, karanlık okyanus, dalgalan
uç gemi, götür beni bilinmezliklere
ürkünç oynaklığında güvenilmez denizlerin
yeter ki uzaklarda olayım
hüzünlü kıyılarından dumanlı ülkemin
orada ilk kez tutuşturmuştu
tutkuların alevi beni
esin perileri gizlice gülümsemişlerdi
ve erkenden olgunlaşmıştı fırtınalarda
orada benim yitik gençliğim
hafif kanatlı sevinç beni orada aldatmıştı
orada acıyla dolmuştu kalbim
ve ben, yeni izlenimler arayıcısı
kaçtım sizden yurdumun kıyıları
sizlerden de, zevk avcıları
bir anlık dostları, uçucu gençliğin
ve sizler, günahlarımın sırdaşları
kendimi aşksız feda ettiklerim
huzurumu çalan, ünümü, ruhumu, özgürlüğümü
unuttum sizleri de gizli ve
sadakatsiz dostları altın ilkbaharımın
fakat iyileşmedi yine de
kalbim eski yaralardan, aşkın derin yarasından
hışırda, çırpın, uysal yelkenim
dalgalan, karanlık okyanus, dalgalan