5.11.2010

çift yönlü sömürü

veysel çolak


ilkel toplumda kol emeği ile çalışmayı bırakanların -din adamları, kabile reisleri- üreticilerin ürünlerinin bir kısmını karşılıksız almaya başlamasıyla emeğin yabancılaşması gündeme geldi. insanoğlunu bu dünyada anlamlı kılan onun üretim etkinliğinde bulunması ve bunun sonucunda bir şey yaratmasıdır. bu ürünün elinden alınması, yaşamının anlamı olan şeyin elinden alınmasından başka bir şey değildir. bu da dünyadan anlamsız bir konuma düşmektir. yani yaşam kendisi için geliştirilecek, gerçekleştirilecek bir şey değil; başkaları için üretici olacak bir araçtır sadece. bu çıkmaz, köleci toplumda daha korkunç bir noktaya vardırılır. bu toplumsal düzende bedeni de kendine ait değildir. hem üretim gücü -emeği- hem de gövdesi, fiziki güçle ona sahip olanındır. bu, insanın emeğine ve gövdesine katmerli yabancılaşmasından başka bir şey değildir. bu konumdaki insan feuerbach'ın idealist ve dinsel yaklaşımıyla avutulmaya, kandırılmaya çalışılır. bütün olumsuzlukların bittiği öbür dünyadan söz edilir. orada özgürlük vardır. orada açlıktan söz edilemez. bu dünyanın geçici, öbür dünyanın ise kalıcılığı söz konusudur. hem insanın bedeni ölümlüdür. ruhu ise ölümsüz olup öbür dünyaya gidecek olandır. ölüm bir kurtuluştur; çünkü ruhun kurtuluşudur. bedende tutuklu varsayılan ruh, ölümle özgürlüğüne kavuşacak ve o manevi dünyadaki sonsuz olanaklara, insani değerlere sahip olacaktır.