en isteyerek yaptığı şeylerden
pişmanlık duyuyor insan
sevgide ölçü mü aranır
dilencilerin olsun öyle sevgi
kötü haber dert açar getirenin başına
işlenmeyen düşünce tarlasını yaban otları sarar
kötülüklerimizi yüzümüze vurmaksa
düşünce tarlamızı sürmek gibidir
hor görüp başından attığını
yok olunca yeniden bulmak istiyor insan
bugün en çok sevdiğimiz şey dönüp dolaşıp
en az sevdiğimiz şey oluyor yarın
durgunluğun paslandırdığı yürekler
belalı da olsa bir değişiklik özlüyor
tanrı yardımı geç gelir; ama gelmemezlik etmez
her gün hangi meseleyi çıkarırsa ortaya
onun sırası gelmiş demektir
yaş yıpratamaz o kadını
alışkanlık tüketemez sonsuz değişmelerini
başka her kadın uyandırdığı isteği doyurup giderir
o en çok doyurduğu zaman acıktırır insanı
elleri ne yaparsa yapsın yüzleri dürüsttür insanların
büyük işler ikinci adama çok görülür; bunu bil
buyruğunda olduğumuz komutan uzaktayken
bize fazla ün kazandıracak bir işi yapmamak
yapmaktan daha iyidir
gösterilmeyen sevgi, çok kez sevgi olmaktan çıkar
zaman, haber doğurma sancıları içinde
her dakika yumurtluyor bir tane
ağlama sakın, bir damla gözyaşın senin
kazanıp yitirdiğim her şeyden üstündür
kudurmuş öfke korkusuzluğa varan bir korkudur
güvercin de bu hale gelince saldırır şahine
yiğitlik akla kafa tutar oldu mu
kendi kullanacağı kılıcı kendi körletir
büyüklüğün elden gitmesi daha acı gelir
canın bedenden çıkmasından
hayır, umut istemem artık, en olmayacak
en korkunç ne gelecekse buyursun gelsin başıma
ama umut eksik olsun! acımız bahtımıza denk
bu acıyı verenin kendisi kadar büyük olmalı
ama ey tanrılar, insan kalmamız için
biraz kusur katarsınız hep mayamıza
yılan dediğin yılanlığını hiç şaşmaz, yapar
tanrılar niçin yükseltir insanları
bir gün onlara kızmaya hak kazanmak için
böyle birden yok oluveriyorsa insan, ey dünya
vedalaşmak bile gerekmez seninle