erica jong
"kadının vücuduna sahip olan, ruhuna da sahiptir."
evlilikte kadın kocaya, kocanın kendi babasına başlık olarak vereceği bazı topraklar karşılığında satılır ve yaşayacağı yüksek hayatın kirasını da etiyle öder.
evlilikte kadın nesi varsa verir. adını, servetini, sağlığını, fiziksel yapısını.. bunlar karşılığında kazandığı da, bir erkeğin arada sırada yapacağı gece ziyaretleridir. o erkekle tek ortak yanı da, başının üzerindeki dam ile bir oda dolusu ağlayıp haykıran bebeklerdir.
bu dünyadaki namuslu kadınlar nasıl tüm onurlarını kocalarından ve sevgililerinden kazanırlarsa orospular da kendilerine gelen erkeklerin ünlü ve ilginç oluşuyla değer kazanırlar.
hiçbir konu, sıradan insanların zihninde büyücülük konusu kadar saçmalıkla karışmış durumda değildir. bilge kadınlar hiçbir zaman şeytanla ilişki kurmadıkları gibi, süpürgelerini de ancak yerleri süpürmek için kullanırlar. onlar kendilerini eğitmek, hastaları iyileştirmek, eskiden kalma ot reçetelerini korumak, kendi zihinlerine ve vücutlarına hakim olmak, kadınlara çocuk doğurtmak, ürünleri doğru dürüst hasat etmek konularında bilgedirler. gerisi, kadınların güçlülüğünden korkan erkeklerin uydurduğu safsatadır.
erkeklerin kalleşliğinden bile daha çok dikkat etmek gereken şey, kadınların imrenmesidir. kendilerine imrenen kız kardeşleri tarafından mahva sürüklenen genç kızların sayısı, kendi güven dolu yürekleri tarafından mahva sürüklenenlerden bile fazladır.
erkeklerin çoğunu genelevlere iten şey, şehvet isteklerine cevap aramak kadar; bir anlayış, bir merhamet duygusu aramaktır. yalnızca onların vücutlarına önem veren, zihinlerine ilgi göstermeyen orospular bu meslekte hiçbir zaman fazla başarılı olamazlar.
onurunu dişilik organının çapıyla ölçen kadın budalanın biridir.
ilham daha çok erkekleri ziyaret eder. ilham perisi dişi olduğundan çevresinde daha çok erkek sevgililer aramaktadır. bu nedenle de kadın şair, doğanın bir saçmalığıdır. herkes ondan nefret eder, uzak durur; kaderi yalnızlıktır, melankolidir, umutsuzluktur ve sonunda da intihardır.
genellikle başkalarının bizim hakkımızdaki yargıları esas iç dünyamızdan çok daha karışıktır. bu nedenle bir kadının öğrenmesi gereken en önemli ders, dünyanın kendisi hakkında neler düşündüğüne tümüyle boşverip kendisinin kendi hakkındaki fikrine önem vermektir. çünkü dünya, erkeklerin karakterini yargılamakta bazen adil davranabilir -bunda bile pek sık yanılır- ama kadınların hiçbir karakteri olamayacağına inandığı ortadadır.