önünü göremeyen bir kendini beğenmişliktir
kızlar büyük bir ilgi gösterirler
birinin geleneğe uygun olarak
dindar ve yalın bir yapıda olmasına
çünkü bu konuda boyun eğiyorsa
bize de boyun eğer diye düşünürler
esaslı bir etki elde etmek
ancak en iyi gereçlerle mümkündür
çoğumuzun bilmeden yaşadığı bir yaşamdır bu
tamamlanmış kişilikler bir şey beğenmez
oluş içindekilerse hep kanarlar
denildiği gibi yaşlılık çocuklaştırmaz
bizi gerçek birer çocuk olarak bulur
bir şeyler bilen o azınlık
taşan yüreklerini susturamayıp
ayaktakımına duygularını ve gördüklerini
açıklamaya kalkan o aptallar
ezelden beri çarmıha gerilip yakıldı
tinimiz her neyi doğuruyorsa yüce güzelliklerden
yabancı bir tarzda, hep yabancı maddeler karışır
iyiliğe eriştiğimizde bu dünyada, bir de bakarız ki
yanılsama ve deliliktir bunlar aslında
bize dirilik veren o yüce duygular
donup kalırlar dünyanın karmaşasında
mucize, en sevdiği çocuğudur inancın
insanların anlamadıklarıyla
alay etmelerine alışığız
ve homurdanmalarına
erişemedikleri
iyi ve güzelin karşısında
tatlı, tanıdık bir ses
korkunç duygulardan arta kalanı
sevinçli zamanların vaadiyle
kandırdıysa da
ruhu kuşatan tuzak ve kandırmacaları
ve onu kör ederek, yaltaklanarak
bu yas dolu mağarada tutsak eden
bütün güçleri kahrediyorum
ruhun içine sarıldığı
kendi beğenmişliği kahrolsun
duyularımızı bırakmayan görünüşün
körleştiriciliği kahrolsun
kahrolsun düşlerin ikiyüzlülüğü
ünümüz ve adımızın sözde kalıcılığı
kahrolsun yaltaklanan mal ve mülk
kadın, çocuk, hizmetçi ve kul
kahrolsun, hazineler vaat ederek
akılalmaz şeyler yaptıran
ya da tembel bir zevk için
yastığımızı hazırlayan para tanrısı
üzümlerin uyuşturan sıvısı kahrolsun
en yüksek aşk, umut, inanç
her şeyden önce sabır kahrolsun
başına
kıvırcık saçlı bir peruk da taksan
ayağını
kaidelerle arşın arşın yükseltsen de
her kimsen hep o olursun
kuramlarla uğraşan bir herif
kötü bir ruhun kurak bir çayırda
dolaştırdığı bir hayvan gibidir
çevrede güzelim yeşil otlaklar dururken
iyi şeyler çoğu zaman uzağımızdadır
illa ki haklı çıkmak isteyen
ağzı laf yaptığı sürece
mutlaka haklı çıkacaktır
bir atasözü der ki
kendine ait bir ocak
ve iyi bir kadın
altın ve incilere bedeldir
evliliğin altın olması
elli yıl gerektirir
ama olmaması kavganın
altının ta kendisidir