ben o zamanlar denizin köpüklerindeydim
ağacın yapraklarında
beni anam bir beşikte sallayıp
-çocuğum, dedi
bu yüzden üşüdüm yalnızlıkla
kadın kokularını ve yumuşak şeyleri
hep bu yüzden sevdim
gün batarken yalım olmuş akşam rengini
kapılarda doru atlar kişnerken
emzikli tayları ve bağbozumlarını düşündüm
serin ve gerçek yüzüyle korkuyu
o ayrılınmaz alacakaranlıkta tanıdım
düşlerimi örgüleyen o bilinmez yerler
sesten ve susmalardan beni çağırıyor
dizginlenmez bir attır zaman avucumda
duruyor