ivo andriç
dünyanın kurallarını, hayatın ve insan ilişkilerinin temellerini belirten, yüzyıllardır. ama bu, değişmeyecekler demek değildir. yalnız insan hayatıyla ölçülünce, sonsuz gibi görünürler. onların devamı ile bir insan ömrü arasındaki ilişki, tıpkı bir ırmağın yüzündeki dalgalı su ile dibindeki durgun görünen suya benzer. biri dalgalı, hareketli ve hızlı, öteki hissedilmeyecek kadar ağır akar. ve bu merkezleri değiştirme düşüncesi bile zararlı bir şeydir. bu, büyük ırmakların kaynaklarını, dağların yerlerini değiştirmeye benzer.
ani değişiklikler isteği ve onları kuvvet zoruyla gerçekleştirmek düşüncesi, insanda çoğu zaman bir hastalık gibi belirir, daha çok kafasında güçlenir. yalnız şu var ki, bu kafalar iyi düşünemezler. sonunda bir sonuca varamaz. çoğu zaman da omuzları üstünde kalamazlar. çünkü dünyayı yürüten ve idare eden insanların istekleri değildir.
istekler, rüzgara benzer. tozları bir yandan alıp öbür yana götürür, bazen bütün ufku karartır. ama sonunda sakinleşir. yatışır ve arkasından dünyayı yine o sonsuz biçimiyle bırakır.
yeryüzündeki sürekli eserler allah'ın iradesiyle meydana gelir. insan, ona körü körüne boyun eğen bir aletten başka bir şey değildir. arzudan, insanoğlunun isteğinden doğan bir eser ya gerçekleşemez ya da sürekli olamaz. demek ki iyi değildir.
gece kapiya'da, karanlık gökyüzünün altında söylenen bütün bu coşkun ve cüretkar sözler de bir şey değiştirecek değildir. onlar da dünyanın büyük ve sürekli gerçeklerinin üstünden aşarak, gidip arzuların ve rüzgarların sükunet buldukları o yerlerde kaybolacaklar.
gerçek şu ki, büyük adamlar ve büyük yapılar insan gururunun o boş ve geçici istekleriyle bir ilgisi olmayarak daima tanrısal iradenin onlara belirttiği yerlerde yetişip yükseleceklerdir.