korkunç fırtınalı günlerde
göz kırpmak topraktaki adım izlerine
doğmadan üç gün önce
sen miydin bir sofra örtüsünde kirli çalı
yorganı tekmeleyen bir kanlı leke
kimlik kağıdında koşturdu yazıyor
yaşam yuvarlanmaktı istediğine
hayat sarılmaktır biraz da büyük gördüğüne
sarılmak macun koyuluğunda sevgiliye
ben hepsini biliyorum
aşçılık okulunda öğrenciydim o sıralarda
ben daraldım dostlarım
yalnızdım, çekim yaratıyordum kendime
bir oyma kayık, takvimde sayılı günler
kaşlarım dökülüyordu, bakmayın güldüğüme
görmemem için epey işaret koydun
işaret taşlarına
istediğin oldu; ölüyorum, duygun kızgın bulutlar
bir şair daha öldü işte
dizeleri köpüklü, dünyada bir elektrik kontağı
aylardan hangisi, önemli değil
bildiğiniz çarpı işareti
yıl yazıyordum; ay, gün, hedefim karlarla kabardı
sırtı koyu, karnı açık biri oldum sonunda
aylardan şubatsa, benim marttı yaşadığım
yıllardan birkaç saldırı sonrasını
kapılarda pervan, alçı çerçevelerde gün boyu
kumanda düğmeleriyle eğittim kendimi
aşk şiirleri yazmamı bekleyen biriydi, orman serçesi
bilmezdi ki kaya tırmanışlarında küçük düştüm ben
beni iki kez öptün, fısıltı içerisinde
dağ eteklerimden, çekingen kent insanını andıran yanaklarımdan
bir gül koptu, gönlümün orta yerine
bir çağlayan patladı, güneş görmeyen günlere
ıslandım aşkın tavanarası geçitlerinde
bir toz parçasında unut beni