halide edip adıvar
solgun yüzlü, gözleri ateş saçan bir vaiz, her insanı ebedi bir cehennem ateşine mahkum ediyor ve yeryüzünde cenneti hak edebilecek kimse yokmuş gibi konuşuyordu. belki de mantık icabı, insanın son durağı -onun kanaatince- cehennem olduğu için, muhtelif yerlerini, azabın her şeklini, erişilmez ve tabii sanatkar kudreti ile çiziyordu. herhalde dünyada da ahrette de sonsuz ve çeşitli azaplara maruz ve mahkum olduğunu kalabalığın kafasına yerleştirmek istiyordu. uzun ve bol siyah cübbesinin içinde kolları bu karanlık istikbali gösteren hareketlerle inip kalkıyor, sesi bir yanardağ alevi gibi etrafa korku saçıyordu. o anda din, bana müphem ve korkunç bir şey gibi görünüyordu. bugün, söylediklerinin, hareketlerinin bir sanatkar kudretiyle ifade edilen birtakım korkunç manasızlıklar olduğuna inanıyorum.