21.05.2011

çiçekli şiirler yazmak istiyorum bayım

didem madak



çiçekli şiirler yazmama kızıyorsunuz bayım
bilmiyorsunuz. darmadağın gövdemi
çiçekli perdelerin arkasında saklıyorum
karanlıkta oturuyorum. ışıkları yakmıyorum
çalar saat zembereği boşalana kadar çalıyor
acı veren bir sevişmeyi hatırlıyorum
bir bıçağın gereksiz yere parlaması bu
yıllardır kendini bulutlarda saklayan illegal bir yağmurum
bir yağsam pahalıya malolacağım
ben bir bodrum kat kızıyım bayım
yalnızlıktan başka imparator tanımaz bodrumum
bir süredir plastik vazolar gibi hiç kırılmıyorum
fakat korkuyorum. birazdan da
kırk üç numara ayakkabılarınızla
bahçede oynayan çocukların üstüne basacaksınız
bu iyi olmaz bayım!

"gün akşam oldu" diyorum
ekmek kırıntıları atıyorum kuşlara
cam kırıkları yiyorlar
rüyamda; bir kase dolusu suyun içinde
rengarenk yapboz parçacıkları
anlatmak istiyorum, dinlemiyorsunuz
hayır, sanırım sabahı bekleyemem
bilmiyorum
insanlar rüyalarını acilen anlatmalı

on dört yaşındaydı ruhum bayım
bir mermer masanın soğukluğunda yaşlandı
protez bacaklar taktılar ruhuma ince ve beyaz
gıcırdaya gıcırdaya dolaştım şehri
protez bacaklarıma bile ıslık çaldılar
o ara içimde çiçeklerden oluşmuş
bir silahsız kuvvet ablukaya alındı
sinemalarda da "orgazm gıcırtıları" oynuyordu.
kaçmaya çalıştım. olmadı
bu nedenle, çiçekli şiirler yazmayı
ruhum açısından faydalı buluyorum bayım
neyse işte
ben her filmi hatırlarım
sinemaların hiç bitmeyen gecesine sığındığım çok oldu
"sofi'nin tercihi'ni" seyrederken çok ağlamıştım
öpüşen guramilerle ilgili bir film yapsalar
onu da mutlaka hatırlardım
insan içinde çevrilen bir çıkrığın sesini unutur mu
hem sonra ben hatırlamaya alışkınım
bir "eşya toplayıcısıyım" bayım

büyük gemiler de yok artık bayım
büyük yelkenler de
büyük kağıtlar yakmak istiyor şimdi canım
işte az önce bir karabatak daldı suya
bir süredir kayıp
dünyayı yutmuş olarak çıksa da ortaya
ölüm çok iri bir sözcük değil bayım
kasımpatları kadar acı kokuyorum biliyorum
ama siz sobada sucuklu yumurta pişirip yiyen
yoksul bir aşkın güzelliğini bilir misiniz
bir gül, bir güle derdi ki görse
yalan söylüyorum
güller bu sıra hiç konuşmuyor bayım