hans habe
tanrı diye bir şey yoktur.
ruhu bozuk, düşleri dağınık, kalbi doyumsuz; hüznü mutluluk gibi duyan, her şeyi az bulan bir adam. hayatı gitgide can sıkıcı bulan ve bu nedenle çaresiz kalarak kurtuluşu yolculuğa çıkmakta arayan kişi.
evlilik, acının yumuşak örgüsüdür.
bir evli çifti nefretten çok birbirine bağlayan şey yoktur. nefret edilen bir kadınla sevişirken, onu kendinden geçmiş görebilmek: ne büyük, ne şahane bir zevktir bu! ve sevilmeye hazır olmayışı, ne güzel yanılgı! bir de gururu!
ağaç, meyvesinden tanınır.
kendisine benzemek istediğimiz tanrı, mutsuzdur. öfkeli ya da bağışlayıcı olsun, yargıç görevini yüklenen ve cezalandırıcı tanrıyı anlatır kutsal kitap. ama mutlu bir tanrıdan, sadece dinsizlerin mitolojisi söz etmektedir. evreni yarattı yaratalı pişmanlık içindedir tanrımız. dünya mutluluğunun sözünü eden sadece şeytandır.
her hayvan boşalım sonrası hüzünlüdür.
gerçek alçak gönüllülük başın dik tutulmasındadır.
her şeyi anlamak insanı hoşgörülü kılar.
erkeklere iyi davranmamalı. bu üstün yaratıklar aslında aptal köpeklerdir. kırbaçtır onların istedikleri. eziyete katlanmak en iyi iyileştiricidir onlar için.
hayal kırıklığı kötü bir danışmandır.
mutsuzluk, alevleri yukarda yanan eğik bir meşaledir.
bir kedinin ağzındayken türkü çağırmak zordur.
özgürlükten başka mutluluk yoktur.
acılar şarlatanların yol göstericileridir. acı, fazla ve şişirme bir şeydir. şarlatanlar ve doktorlar, filozoflarla din adamları acıyı yüceltirler. hristiyanlık yüceltip durur acıyı. cennete gitmek istersen haça gerilmelisin! özgür olmayanların özgür kişilere kurdukları bir tuzaktır bu. mutluluk acıdan kurtulmaktan başka bir şey değildir.
hiç pişman olmamak bilgeliğin başlangıcıdır.
bir yıl daha yaşayabilmek için ruhunu satmayacak insan yoktur.
aşkın biricik ve en yüce zevki, aslında, acı vermektir. bütün zevkler kötülük ve elemin içinden geçer. acı ve zevk aynı görüntünün değişik yüzleridir.
sonradan görmenin davranışları, yaşadığı toplumun bilinçsizce bir karikatürünü çizer.
mutsuzluğa uyanış, uyanmaların en kötüsüdür.