charles dickens
ah, insanın candan sevdiği birinin hayatı sallantıdayken, elleri böğründe beklemek zorunda kalmanın heyecanı; bu keskin, korkunç heyecan! ah, insanın beynine doluşan ve canlandırdıkları düşlerin gücüyle yüreği deli gibi çarptırıp soluğu sıklaştıran kahredici düşünceler! sevdiğimiz insanın acısını dindirip tehlikeyi hafifletebilmek için bir şeyler yapmak ihtiyacı ve hiçbir şey yapamayacağımızı bilmek! çaresizliğimizin doğurduğu iç çöküntüsü ve hüzün! hangi işkence bu kadar ağır olabilir! o anın ateşi içinde, kendimizi ve kafamızı ne kadar zorlarsak zorlayalım bu işkenceden imkanı yok kurtulamayız!
çevremizdekilere karşı dikkatli olmalıyız. çünkü her ölüm geride kalan bir avuç kimseye öyle düşünceler miras bırakır ki; yapılabilecekken yapılmamış, unutulmuş, boş verilmiş şeyler.. onarılabileceği halde onarılmamış kırgınlıklar, giderilmemiş eksiklikler.. insan için bunlardan daha acı bir düşünce olamaz! hiçbir pişmanlık, iş işten geçtikten sonra duyulan pişmanlık kadar acı değildir.