ivan illich
okullardaki ders programları ya da evlilik yasaları, belli bir amaç doğrultusunda biçimlendirilmiş toplumsal düzenekler olma açısından otoyollardan aşağı değildir.
kütüphaneler kullanılmıyor; çünkü insanlar kendilerine "öğretilmesini" talep etmek üzere yetiştirilmiştir.
kapitalist ülkelerde, ne sıklıkta uzun mesafeler kat edebileceğiniz, ne kadar ödeyebileceğinize bağlıdır. sosyalist ülkelerde hızınız, bürokrasinin size verdiği toplumsal öneme bağlıdır. her iki durumda da yolculuk ettiğiniz belirli hız sizi ait olduğunuz sınıfa ve topluluğa yerleştirir. hız, verimliliğe yönelik bir toplumun katmanlaşma yollarından biridir.
inşaat sektörü, modern ulusal devletlerin toplumlara dayatarak yurttaşlarının yoksulluğunu modernleştirdiği endüstrilere bir başka örnektir. bu endüstriye sağlanan yasal koruma ve mali destek, çok daha verimli olabilecek, kendi evini inşa etme fırsatını azaltır ve yok eder.
bir toplumda hep daha iyi konut sağlama aldatmacası, hekimlerin daha iyi sağlık, mühendislerin daha yüksek hız sağlama aldatmacasıyla aynı türden bir sapkınlıktır. soyut ve imkansız hedefler belirleyince, bunlara erişmek için kullanılacak araçlar da amaç durumuna gelir.
mevcut araçlarımız profesyonel enerjilere olanak sağlayacak biçimde yapılmaktadır. bu enerjiler belirli miktarlar halindedir. belli bir miktardan daha azı verilemez. dört yıldan az okula gitmek, hiç gitmemekten daha kötüdür.
halkın çoğunluğunun, pek çok mal ve hizmet için bir başka toplumun kaprisine, lütfuna ya da becerisine bağımlı olduğu toplumlara "azgelişmiş" denir. yaşamanın, ne ararsan bulunur türünden bir mağazanın kataloğundan mal sipariş etme sürecine dönüştüğü toplumlara ise "ileri" denir.
özgül bir çarenin taşıdığı özgül tehlikelerle yaşam boyu içli dışlı olmak, bunalım anında onu kabullenmeye ya da reddetmeye hazırlıklı olmanın en iyi yoludur.
amaçların meslekler tarafından belirlenmesi, başka mesleklerin ürettiği bir çevreye göre mallar üretir. yüksek hıza ve apartmanlara dayalı bir hayat, hastaneleri kaçınılmaz kılar. tüm bunlar tanımları gereği kıttır ve sürekli evrim halinde olan bir mesleğin yeni koyduğu standartlara yaklaştıkça daha da kıtlaşırlar. böylelikle pazarda görülen her birim ya da her miktar, tatmin ettiği sayıda kişiden daha fazlasını tatminsiz kılar.
profesyonel emperyalizmin bilgi kapitalizmi, uluslararası sermaye ve silahlardan daha zor hissedilir ve onlar kadar etkili biçimde insanları boyunduruğu altına alır.
aşırı nüfuslaşma, öğrenme dengesindeki bir çarpıklığın; refaha bağımlılık, kurumsal değerlerin kişisel değerler üstündeki tekelinin; yanlış teknoloji, araçların amaca dönüştürülmesinin sonucudur.
insanların birinci tür bilgileri, birbirleriyle yüz yüze ilişkilerinden ve şenlikli araçları kullanmalarından kaynaklanır. ikincisi, tabi kılındıkları amaçlı ve programlı öğrenimin sonucu olarak gerçekleşir.
bir insanın üretkenliğini ölçmenin en saygın yolu, o kişinin tükettiği eğitimin fiyat etiketlerine bakmaktır. bir kişinin bilgi sermayesi ne kadar yüksekse, "aldığı" kararlara verilen toplumsal değer o kadar yüksek, üst düzey endüstri ürünü paketleri talep etmesi de o kadar meşrudur.
bir araç insanın denetimi dışına çıkarak önce onun efendisi, sonra da celladı olabilir. insanlar, sandıklarından daha kısa sürede araçların egemenliğine girebilir: saban insanı bir bahçenin efendisi kılar; ama aynı zamanda kurak bölgelerden göç etmek zorunda da bırakır.
şenlikli yaşamın savunulması, araçlarını denetleyebilen insanlarca üstlenildiği takdirde mümkündür. emperyalistlerin paralı askerleri, şenlikli yaşam adına araçlarına sınırlar koyan bir halkı zehirleyebilir ya da belki zayıf düşürebilirler; ama asla yenemezler.