17.07.2011

yazgı

mehmet eroğlu

minnet gerçek dostluğu engeller.

insan dediğimiz, yazgısına hükmedemeyen ruhsal bir süreçtir.

cennetle ilgili en kötü şey, oraya öldükten sonra gidiyor olmaktır. üstelik huriler, tembelliği özendiren iklim, uyuşturucu mutluluk gibi insanı günaha çağıran şeylerle dopdoluyken, içki yok. ne anlamsızlık!

gerçekten güzel olan kadınlar, güzelliğinin kanıtlarını aramayanlardır.

cesaret dediğimiz çoğu kez korkaklığımızı saklama becerisinden başka bir şey değildir.

kaderin yolu hep tek yönlüdür.

öz yıkım eğilimi taşıyan birisinin, başkalarından korkmasına gerek yoktur. çünkü ona zarar verecek tek insan kendisidir.

yarını katlanılabilir kılan tek şey, ölme olasılığımı içeriyor olması. bunun ötesinde bir anlamı yok.

yazarlar analarının rahminden değil, kalemlerinin ucundan doğarlar.

çoğu dost, seni hayatının içine çekmez, bunu yapmak yerine hayatına sızar, ta en ücra köşesine kadar. dostlarımız çok yakınımızdayken onları bu denli az tanımamızın nedeni de budur işte.

insana verilebilecek en büyük ceza, sürekli iyi olmanın bedelini ödemektir.