başarısızlıktan zarar görmeyen bir değer
hiçbir şeyin lekeleyemediği bir şerefle parlar
böyle bir değer halkın keyfiyle
ne yükselir ne de alçalır
bir şey koparır bizden, yıllar, akıp giderken
mademki vakitsiz bir ölüm seni
ruhumun yarısı olan seni alıp götürdü
yeryüzünde varlığımın yarısından
en aziz parçasından yoksun yaşamakta
ne anlam var? o gün ikimiz birden öldük
kusur korkusuyla suç işliyoruz
dertlerimizi avutan akıl ve hikmettir
o engin denizlerin ötesindeki yerler değil
ve keder, atımızın terkisine binip gelir
ölüm karşıma gelmiş
sen mezarını düşünecek yerde
mermer yontturup evler yaptırmaktasın
ruhun derdi içinde ve kaçamaz kendi kendinden
olgun, kendine hakim, öylesine ki
ne yoksulluk korkutur onu, ne ölüm, ne zindan
tutkulardan sıyrılmış, şereflere gözü tok
içine kapanmış, toparlanmış, yalın bir küre olmuş
pürüzsüz yuvarlanır bir başına
talihe tutamak vermeden, hiç yenilmeden