oğuz atay
onlar için en iyi kitap, en çok satılan kitaptır. müşterinin ne biçim bir insan olduğuna bakmadan, yalnız en çok satılan kitapları överler onlara. bu adamları bir imtihandan geçirerek yeterlilik belgesi verilmeli olric. herkes kitap satamamalı. cahil kitapçıların, iyi okuyucuları rahatsız etmelerine izin verilmemeli artık. iyi okuyucu az bulunan, ürkek bir kuş gibidir. kapıdan girer girmez kaçırmamalı onları. bir zamanlar selim, balkanların ve orta doğu'nun en hassas okuyucusu olmakla övünürdü. bu çeşit okuyucular, daha kapıdan girer girmez sonsuz bir hürriyet havası duymalıdırlar. kitapları serbestçe koklayarak başıboş dolaşabilmelidirler. oysa, bu cahil kitapçılar hemen yanına yaklaşır, tüyler ürpertici kitap adları sayarlar. kendi akıllarınca müşteriye yararlı olmak isterler. ne gibi bir kitap istediğinizi sorarlar size: polisiye bir şey mi olsun, yoksa bir aşk romanı mı? bazı kitapları insanın burnuna sokarak, bunların çok tutulduğunu, herkesin satın aldığını söyleyerek baskı yaparlar. oysa bu okuyucular, kaçmak için küçük bir bahaneye bakarlar: uçup giderler hemen. bu az bulunur kuşların çekingenliğini hep yanlış yorumlarlar aptal kitapçılar. işte, derler, ne istediğini bilmeyen bir müşteri daha. "aşkın günahları"nı sattım gitti. olmazsa, gece kokan cinayet'i yuttururum. bu "iyi" kitapları uzatmakla, zavallılara nasıl hakaret ettiklerini bilmezler. insan bazı kitapçıları kapıda görünce, onların bekleyişinden korkar da içeri adımını atamaz.
en iyisi büyük kitapçılardır. müşterilerle fazla meşgul olamadıkları için, koridorlarda, rafların arasında rahatça dolaşabilirsin. kasaba kitapçılarında da, tükenmiş nice kitabı bulabilirsin.