selahattin hilav
arthur schopenhauer, 22 şubat 1788'de danzig'de doğdu. annesi ve babası hollanda asıllıydı. annesi johanna schopenhauer, romancı olarak ün kazanmıştı; kız kardeşi adele de edebiyat alanında yetenekli olduğunu göstermişti.
kendi durumundan yola çıkıp bir genelleme yapan schopenhauer; kafalı erkeklerin, karakterlerini babalarından, zekalarını da annelerinden aldıklarını söylemişti. ama annesiyle geçinemiyordu. "bir evde iki dahi olmaz" diyen annesi, oğluna soğuk davranıyordu. kocasının ölümünden sonra, "serbest aşk hayatı" yaşamak için, bu işe elverişli bir yer olan weimar'a gitmişti. annesinin bu davranışı, bazı yazarlar tarafından, schopenhauer'un kadınları küçümsemesinin ve kıyasıya eleştirmesinin nedeni olarak görülmüştür.
annesi oğluna şöyle yazıyordu: "çekilmez ve kasvetli bir insansın; kendini beğenmişliğin, bütün iyi niteliklerini gölgeliyor ve başka insanlarda kusur bulma eğilimini önleyememen de, bu nitelikleri işe yaramaz şeyler haline getiriyor." böylece, anne ve oğul ayrı yaşamaya karar verdiler.
schopenhauer, annesini, verdiği davetlerde sadece bir yabancı gibi ziyaret ediyordu. goethe'nin, schopenhauer'dan söz ederken, gelecekte çok ünlü bir kimse olacağını annesine söylemesi ise bardağı taşıran son damla oldu. sert bir kavga sonunda annesi, schopenhauer'u merdivenden aşağı yuvarladı. bunun üzerine filozof da, gelecek nesillerin ancak kendisi dolayısıyla annesini hatırlayacağını söyleyerek intikam aldı ondan. çok geçmeden de weimar'ı terk etti ve bundan sonra yirmi dört yıl yaşayan annesini bir daha görmedi.