michel foucault
"şehvet pek küçük bir şeydir; ama eşler arasında günden güne karşılıklı saygıyı, muhabbeti, sevgiyi ve güveni yeşerten bir tohum gibidir." (plutarkhos)
bakışma, kuşkusuz zevklidir ama bir ilk andır. ardından tüm bedeni hazza davet eden dokunma gelir. sonra, başlangıçta utangaçken rıza gösterir hale dönüşen öpüşme yer alır. bu arada, el boş durmaz, giysilerin altında dolaşır, göğsü biraz sıkıştırır, o sıkı karın boyunca aşağı iner, ergenlik çiçeğini bulur ve nihayet amacına ulaşır.
plutarkhos: ışığı söndürünce tüm kadınlar aynıdır.
erken cinselliğin ileride kısırlığa, iktidarsızlığa, frijiditeye, haz duyma olanaksızlığına ve duyuların uyuşukluğuna yol açması düşüncesi, 18. ve 19. yüzyıl tıbbının dogmalarından biridir.
neden cinsel davranış, neden buna bağlı olan etkinlik ve hazlar ahlaksal bir kaygı konusu olurlar? neden bu etik kaygı, en azından kimi zamanlarda, kimi toplumlarda ya da kimi gruplarda yemek yeme alışkanlıkları ya da yurttaşlık davranışları gibi, kişisel ya da toplu yaşam için çok daha önemli alanlara gösterilen ahlaksal ilgiden daha önemlidir?
diogenes'in skandal yaratan hareketi malumdur: cinsel iştahını doyurması gerektiğinde, kentin meydanında kendi kendini rahatlatırdı.
tüylü yılan'da, kate, "her şey cinselliktir." diyordu. insan onu güçlü ve kutsal olarak koruyabildiği ve dünyayı doldurabildiği sürece, cinsellik ne güzeldir! sizi ışığıyla dolduran, yıkayan güneş gibidir.
eğer yemek yemekte bir kötülük yoksa, herkes içinde yemek yemekte de bir kötülük yoktur.