albert einstein: sıradışı, büyük insanlar, daima sıradan zekaların şiddetli muhalefetiyle karşılaşırlar.
markus zusak: kimsenin sidiği kendininki kadar güzel kokmaz.
torgny lindgren: temiz ve katıksız hiçbir şey yoktur; her şey bulanıktır ve mutlaka bir şey bulaşmıştır. eğer katıksız iyilik olsaydı, farkına varılması imkansız olurdu. hava gibi boş bir şey.
dragan babic: gerçekte hayat, ölüm için uzun bir hazırlıktan başka bir şey değildir.
franz kafka: evliliğin anlamı, keskin ve katı bir biçimde tanımlayacak olursak, güvende olmaktır.
herman melville: okyanusun ortasında henüz keşfedilmemiş bir adada yaşayıp beyaz adamla hiç ilişkiye girmemiş olanlara ne mutlu!
jorge luis borges: birbirinin aynı olan iki tepe yoktur; ama dünyanın her yerinde ovalar birbirine benzer.
lidia yuknavitch: sevginin götünüzden sinsice yaklaşıp bir yumruk atabileceğini söylemiyorlar insana.
shakespeare: adalet uygulanacak olsa hiçbirimiz kurtulamazdık.
montaigne: tabiatın insanlara en adilce dağıttığı nimet akıldır derler; çünkü hiç kimse akıl payından şikayetçi değildir. en zavallı, en allahlık insanlar bile akıldan yana paylarına razıdırlar.
paulo coelho: kötülük insanın ağzından giren şeyde değildir. kötülük oradan çıkandadır.
sylvia plath: insan soyu cinselliğin kurbanı. hayvanlar şanslı yaratıklar; kızışırlar. sonra biter bu onlar için; oysa biz zavallı, kösnül insanlar, ahlakın kafesine kapatılmış, koşullarla zincirlenmiş, her zaman kasıklarımızı yalayan korkunç, zorlayıcı ateşle kıvranır, acı çekeriz.