michel tournier
hiçbir engelle karşılaşmaksızın kendi iradesini kabul ettirmesini sağlayacak mutlak bir iktidara sahip olmak kadar, bir adamın ruhunu delip geçebilecek bir şey daha yoktur.
her insanın yaşamında ölümcül bir iniş vardır.
yoksulluk bir adamı bütün erdemlerden yoksun kılar. boş bir torbanın dik durması güçtür.
her türlü üretim bir yaratmadır ve dolayısıyla iyidir. her türlü tüketim bir yıkımdır ve dolayısıyla kötüdür.
rakibinin topraklarında savaşan bir hayvanın sırtı her zaman yere gelir.
bir yapının içini, sonunda yıkılmasına yol açmadan sonsuza dek kazmak imkansızdır.
göklerin krallığı'na, küçük bir çocuğa benzemeden girilmeyeceği yazılmıştır.
yükseklik korkusu, inatla yere yönelik kalmış olan bir adamın yüreğine yönelik bir yerçekimidir.
uyuyan kişinin başına gelebilecekler arasında uyanmak, kuşkusuz en az beklediği ve en az hazırlıklı olduğu şeydir. hiçbir karabasan, onu ışığa, başka bir ışığa bu ani geçiş kadar şaşırtamaz. hiç kuşku yok ki her uyuyan için uykusu kesin ve sondur. ruh, bedenini geriye dönmeyecekmiş gibi ardına bakmadan, dönme amacında olmadan, bir çırpıda terk eder. her şeyi unutmuş, her şeyi boşluğa fırlatmışken, birdenbire zorba bir güç onu yeniden geriye dönmeye, yaşlı bedensel kılıfını, alışkanlıklarını, adetlerini yeniden sırtlamaya zorlar. ne garip yabancılaşma. uyuyan, kendini ölmüş sanan, yabancılaşmış bir kişidir.
kusurların ikincisi yalan söylemekse birincisi borçlanmaktır; çünkü yalan, borcun üzerinde gider.
beni kendi yüreğin üzerine bir mühür gibi
kolunun üzerine bir mühür gibi koy
çünkü sevgi ölüm gibi kuvvetlidir
alçaklar erdemin faydalarını bilselerdi, alçaklık yoluyla erdemli olurlardı.
yalnız bir kişiyle yaşamak zorunda kalındığında, rahatsız olmaktan daha tehlikeli bir şey yoktur. bu, birbirlerine çok bağlı çiftleri bile parçalayan bir dinamittir.
tarih bize, büyük zaferlerin, üstesinden gelinmiş yenilgilerden çıktığını öğretir ve yarışı önde götüren, her zaman varış noktasında bir baş farkla geçilir.
ihtiyar bir adam için yalnızlıktan daha kötü bir lanet olamaz.
gilles deleuze: sapkınlık kavramı yarı adli, yarı tıbbi, yoz bir kavramdır.
zamanı harcama; o, hayatın dikildiği kumaştır.