derdim, yeter, sakin ol, dinlen biraz artık
akşam olsa diyordun, işte oldu akşam
siyah örtülere sardı şehri karanlık
kimine huzur iner gökten, kimine gam
bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin
yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte
toplasın acı meyvesini nedametin
sen gel, derdim, ver elini bana, gel şöyle
bak göğün balkonlarından, geçmiş seneler
eski zaman esvaplarıyla eğilmişler
hüzün yükseliyor, güler yüzle, sulardan
seyret bir kemerde yorgun ölen güneşi
ve uzun bir kefen gibi doğruyu saran
geceyi dinle, yürüyen tatlı geceyi