jean-marie domenach
kişisel propaganda, basit konuşma, bildiri ve gazete dağıtımı ya da daha düzenli bir biçimde, kapı kapı dolaşma yöntemiyle, yani gazeteler, bildiriler vermek, bir de elden gelirse, bu yoldan konuşmaya girişmek üzere, bir semtin tüm kapılarını birbiri ardından çalma yöntemiyle yapılır.
söz alma kitle propagandasının eşiğine getiriyor bizi. herhangi bir olaydan yararlanarak elden geldiğince kısa, elden geldiğince açık bir söylev vermek, komünist "kışkırtıcı"nın gözde yöntemidir.
kitle propagandasının teknik dayanakları çok güçlü ve çok boldur.
basılı yazı
pahalı olmasına, okunması da çok zaman almasına karşın, kitap temel araç olarak kalmaktadır. komünist bildirisi'ni, lenin'in ve stalin'in yapıtlarının komünizm propagandasındaki önemini, mein kampf'ın almanya'daki tirajını bir düşünelim.
yergi yazısı
19. yüzyılda propagandanın seçkin silahı olmuştu; bugün genellikle komünistlerce kullanılıyor; ama daha çok aydınlara yöneliktir.
gazete
basılı propagandanın başlıca aracı olarak gösterilebilir. büyük günlük gazetelerden dağıtılan ya da asılan (duvar gazeteleri) semt ya da fabrika gazetelerine dek tüm gazeteler girer bunun içine.
afiş ve bildiri
kısa ve sarsıcı bir biçimde yazılması gerekir. bildirinin üstünlüğü, fazla bir yer tutmaması, kolaylıkla, kimin elinden çıktığı anlaşılmadan dağıtılabilmesidir. bildirinin bir slogana ya da bir simgeye indirgendiği de olur.
söz
sözün belli başlı yayılma aracı elbette radyodur. son savaş sırasında, özellikle kısa dalga üzerinden yayın yapan istasyonlardan yararlanılmıştı; bugün de radyo istasyonları iç ve dış propagandada kullanılıyor. insan sesinin kanıtlamalara basılı yazıda erişemediği bir yaşam, bir canlılık kazandırdığı, onu son derece güçlendirdiği görüldü. hatta, abd'de spikerlerin sesinin çekicilik gücü inceleme konusu oldu. radyo bugün, seçim zamanlarında, geçici bir süre partilerin kullanımına sunulabiliyor. ama sürekli denilebilecek oranda sık olarak hükümetlerce kullanılıyor, hükümetler kendi yurttaşları ya da yabancı ülkeler için yaptıkları yayınlarda, anlayışlarını, politikalarını savunmak için bol bol yararlanıyorlar radyodan. radyonun etkisi "ortak dinleme" ile daha da artırılabilir.
hoparlör
genel toplantılarda kullanılıyor. ama yeri de istenildiği gibi değiştirilebilir. 1939-1940 yıllarında savaş hattında ve çin'de iç savaş sırasında böyle kullanılmıştı. hoparlör çoğu zaman bir kamyona yerleştirilir. 1950 haziran'ındaki zeçim kampanyasında, belçika sosyalist partisi bu biçimde donatılmış kamyonlar kullandı; bu kamyonlar hiç beklenmedik bir zamanda bir yerde duruyor, halkın dikkatini çeken birkaç plaktan sonra, konuşmacı mikrofonda görüşlerini anlatmaya başlıyordu. bu yöntemin üstünlüğü, toplantılara gitmeyen kişilere bulundukları yerde seslenebilme olanağını sağlamasıdır. fransız hükümeti de vietnam'da hoparlörlü kamyonlar kullanmıştı; ama, o zaman halk gezici bir pazarla çekiliyordu.
ister devrim, politika kahramanlık şarkıları, isterse muhalefetlerin gözde bir silahı olan taşlama şarkıları söz konusu olsun, şarkı da bir propaganda taşıyıcısıdır. bir yandan marseillaise'i, international'i, bir yandan da bbc'nin fransızca yayınlarındaki taşlama şarkılarının başarısını anımsatalım.
resim
pek çok türleri vardır: fotoğraflar, karikatürler, alaylı resimler, simgeler, önderlerin resimleri. resim en çarpıcı, en etkili araçtır kuşkusuz. altına da kısa bir yazı eklendi mi herhangi bir yazının, herhangi bir söylevin yerini üstünlükle tutar. simgeler konusunda göreceğimiz gibi, propaganda her şeyden önce onda özetlenir.
gösteri
propagandanın temel ögelerinden biridir. david'i "cumhuriyet şenliklerinin başı" yapan fransız devrimi, tantanalı bir sahneye koyuşla düzenlenen kitle gösterilerinin önemini sezmişti (federasyon ve yüce varlık şenlikleri). napoleon bu dersi unutmadı. hitler'e gelince, hem dinsel hem de sportif bir görkemlilik taşıyan, çok büyük gösteriler hazırlamayı çok iyi biliyordu: nuremberg kongresi, meşalelerle dönmeler (projektörlerin, meşalelerin etkisin unutmayalım: karanlıkta alev ve ışık adına ne varsa, hepsi de insan söylenlerinin en derinlerine etkir).
propaganda cenaze törenlerine dek sızdı. çağdaş ruhu hiçbir gösteri böylesine derin bir biçimde etkileyemez; dilediği dinsel kaynaşma duygusunu hiçbir şey bu kadar veremez ona. goebbels parti önderlerinin cenaze törenlerini özenle, etkileyici bir biçimde düzenliyordu; plievier, bir yanı hala stalingrad'da çarpışmakta olan bütün alman altıncı ordusu için ortak cenaze törenleri düzenlemeye kadar gittiğini anlatır.
tiyatro
hitlerci sahneye koyuşun romantik görkemi bir yana bırakılsa bile, gösterişli bir yanı bulunmayan politik gösteri çok az bugün. güdülen erek, kalabalıkları çekmek, oyalamaktır kuşkusuz; ama, daha derin bir erek de, silinmiş bir ortak dinsel tören özlemine karşılık vermektir.
fransız devrimi'nde büyük bir yol oynayan tiyatro, propaganda etkinliğini bolşevik devrimi sırasında yeniden buldu. değişik dinleyicilere (askerlere, köylülere vb.) göre düzenlenmiş pek basit skeçler işçilerin, devrimci köylülerin üstünlüklerini ve geleceklerini gözler önüne seriyor, düşmanlarının alçaklığını yeriyordu. folklordan esinlenen farslar da aynı niyetle oynanıyordu.
propaganda tekniğini sık sık etkilemiştir. gösterilerde ortaya çıkan ya da doğrudan doğruya hitler'in, mussolini'nin canlandırdıkları "konuşmalı korolar"; ahbaplardan birinin az ya da çok kaba bir biçimde karşı çıkıcı rolünü yüklendiği "söyleşim-konferanslar" bu esinlenmenin sonuçlarıdır. toplantılarda, yürüyüşlerde, gösteri gittikçe daha büyük bir yer tutar: karnavallara yaraşır imgeler düşmanları canlandırır; süslenmiş tanklar geleceğin erişilmez sahnelerini belirtir; kimi zaman yalnızca el kol devinimlerine indirgenerek bir tür politik pandomim durumuna getirilen, basitleştirilmiş skeçler bile görülür.
sinema
ister belgesel değeri için -gerçeği devinimi içinde yeniden gösterir; böylelikle ona tartışma götürmez bir geçerlilik kazandırır- kullanılsın, isterse, tiyatro gibi, eski bir söylenceden, tarihsel bir konudan, çağdaş bir senaryodan yararlanarak kimi görüşleri yaymak için kullanılsın, özellikle etkili bir propaganda aracıdır. az ya da çok yönlendirilmiş günlük haberler, kimi röportajlar birinci bölüme girer. ikincisinde, naziler "yahudi süss" ile yahudi düşmanı propagandanın bir örnekçesini gerçekleştirmişlerdir.
televizyon
canlı ve sesli görüntüyü eve kadar götürür. propagandaya eşsiz bir inandırma aracı sağlar. konuşmacının görünmesi ona tam bir varlık verir, gösteri herkes için görünür duruma gelir. bununla birlikte, daha çok yalnız başına ya da aile içinde bir izleme olduğu için, televizyon fazla kabak açmayan, kişilik bakımından, akla uygunluk bakımından daha ağır basan bir biçem ister propagandacıdan.