17.02.2012

six feet under

"kuşların tünediği ve sonra uçmalarına izin veren, onları bir daha geri çağırmayan ağaçları düşünün. kalbiniz bir ağaç gibi olabilirse devaya daha yakın olursunuz."

bir sanatçı dünyanın ona sunduğu şeyleri tecrübe etme hakkını asla sorgulamaz.

eğer hayatı, bir erdem koyduğunda mutluluk alacağın bir satış otomatı gibi görüyorsan, hüsrana uğrayacaksın demektir.

insanlar değişmez; sadece yaşlanırlar.

her şeyin sürekli mükemmel olmasını bekleyemezsin. mükemmel olmadığında sarsılmamalısın. kendimi hapishanede gibi hissettiğim anlarda, güvende hissettiğim anları düşünürüm. ve kendi kendime o anların, hapiste hissettiğim anlardan fazla olduğunu hatırlatırım. asıl yalnızlık, hapiste olmak gibi sadece kendini düşünmek. sürekli kendini izleme girdabına girip çıkamamak. ilginç biriysen sanırım bu da sorun değil. ama işin aslı şu ki, kimse o kadar ilginç değil.

tüm gerçek sanatçılar aklını kaçırmıştır.

casusluk yapmayı herkes sever. hepimiz aslında röntgenciyiz. başkalarının berbat özel pisliklerini görmek için yanıp tutuşuyoruz.