elias canetti
insanlar kendileri hakkında hiçbir zaman, yaşadığımız bu ruhbilim çağındaki kadar az bilgi sahibi olmadılar. olabileceklerinden başka her şey olmayı yeğliyorlar. otomobille kendi ruh manzaraları boyunca gidiyorlar ve yalnızca benzin istasyonlarında mola veriyorlar. ne yeseler benzin kokuyor. kapkara benzin birikintileriyle düşlere dalıyorlar.
iki tür insan: bir gruptakiler yalnızca hayattaki konumlarla, evli kadın, okul müdürü, yönetim kurulu üyeliği, belediye başkanlığı gibi, elde edilebilecek mevkilerle ilgilenmekteler. onlar bakışlarını hep kafalarına bir kez koymuş oldukları bu noktaya yöneltirler, öteki insanlar da onları ancak bu noktaların çevresinde görebilirler, yalnızca konumlar önemlidir, bunun dışında hiçbir şey önemli değildir ve söz konusu kişilerce ayırdına bile varılmaksızın görmezlikten gelinir. öteki gruba girenler ise özellikle konumlar karşısında özgürlük isterler. onları yalnızca değişim ilgilendirir; basamakların değil, açık kapıların olduğu atılımlarla ilgilenirler. hiçbir kapı ve pencere karşısında dayanamazlar; ama yönleri hep ileriye doğrudur. onlar, daha öncekilerden birinin, üstüne bir kez oturduktan sonra bir milimetre dahi olsa bir daha kalkmayacağı bir tahttan bile kaçabilirler.
evde, kitaplar veya notlar arasında kalmaktan hoşlanan mutsuzlar da vardır; kendileri için dingin bir var olma biçimi dokuyan bu gibilere bir kadın hiç uygun değildir. çünkü kadını yanlarında tuttuklarında dinginlik uçup gider, kadını uzakta tuttuklarında ise kısa zamanda onun ne yaptığını bilmez olurlar.
kendisinde her şeyin, her izlenimin, her yaşantının, her durumun geçici olduğu bir insanı betimlemek. kendisinde hiçbir şeyin kalıcı olmadığı bir insan. bugün, dün ve yarın, onda hiçbir şeyle birbirine bağlı değil. her şeyi yaşamış ve hiçbir şey yaşamamış. taptaze bir insan. ölümlülüğü uç noktaya vardırılmış; bu yüzden onun bile herhangi bir anlamı yok. herkesi tanıyor ve hiç kimseyi anımsayamıyor. adlardan yoksun bir dünyada yaşıyor. korkmuyor; ama ondan kimse de yok. yaşı ve cinsiyeti kimse için açık değil. ne amaçları ne de planları var, kimsede onun kendisine uzandığı gibi bir duygu yok. sıkıcı olamıyor. bütün dinler onda eksik. kendisini oluşturan anların önceden kestirilebilmesi olanaksız. onu arayan, hep farklı yerlerde buluyor.