ursula k. le guin
hayatı mümkün kılan, umulmayan şeylerdir.
bir kapıyı açmaya bin adam gerekmez; ama açık tutmak için gerekebilir.
krallar bile bedel ödemek zorundadır.
cehalet düşüncenin temelidir. kanıtsızlık eylemin temelidir.
hayatı mümkün kılan şey sürekli, dayanılmaz belirsizliktir; yani bir sonra ne olacağını bilememek.
takdir edilecek olan, izah edilemeyendir.
bir erkek erkekliğinin dikkate alınmasını ister, bir kadın kadınlığının takdir edilmesini ister; bu dikkat ve takdir ne kadar örtülü, ne kadar dolaylı olsa da.
bir şeye karşı koymak onu sürdürmektir.
bayağılığa muhalefet de ister istemez bayağılık olur. başka bir yere gitmelisiniz, başka bir amacınız olmalı; o zaman başka bir yolda yürürsünüz.
kimse kendini bir hain olarak görmez.
hangi soruların cevaplanamaz olduğunu öğrenmek ve onları cevaplamamak: gerilim ve karanlık dönemlerinde en gerekli yetenek bu.
hiçbir şey yoktur ki görülmesin.
güz fırtınalarında yere düşen tek bir yağmur damlası bile yoktur ki, daha önce düşen bir yağmur damlası ile aynı olsun. ve tüm yılların tüm güzlerinde yağmur yağmıştır, yağmaktadır ve yağacaktır.
ulaşılacak bir sonu olan bir yolculuk yapmak iyidir; ama asıl önemli olan yolculuktur.
cehaletin karı çiğnenmeden kalır.
ateş ile korku iyi birer uşak, kötü birer efendidir.
ışık karanlığın sol elidir
karanlık da ışığın sağ eli
ikisi birdir, yaşam ve ölüm, yan yana
yatarlar kemmerdeki sevgililer gibi
tutuşmuş eller gibi
sonuçla yol gibi
sanırım bir insanın hayatındaki en önemli şey, tek başına en belirleyici etken erkek veya kadın olarak doğmak. çoğu toplumda insanın beklentilerini, etkinliğini, bakış açısını, etiğini, tavırlarını bu belirliyor; hemen hemen her şeyini. kelime hazinesi. semiyotik kullanım. giyiniş. hatta yemekler.. kadınlar genellikle daha az yerler.
böyle bazı talihli anlarda tam uykuya dalarken yaşamımın gerçek merkezinin ne olduğunu tüm kuşkuların ötesinde biliyorum, geçmiş ve yitmiş; ama yine de sürekli olan o zaman, süren an, sıcaklığın yüreği.