alfred adler
hayat kötü bir öğretmendir insan için; çünkü hoşgörü nedir bilmez, bizi önceden uyarmaz, bize doğru yolu göstermez, elinin tersiyle geriye iter bizi ve sınıfta bırakır.
hiçbir dönemde insanların bugünkü kadar soyutlanmış bir yaşam sürdüğü görülmemiştir. hepimiz daha çocukluktan başlayarak, yeterince ilişkiler örgüsü içermeyen bir yaşamı üstleniriz.
yaşamın güçlüklerinden geçerek gelen, harcadığı çabayla bataklıktan kendini kurtaran, tüm zorlukları geride bırakıp yüksek bir düzeye ulaşan biri, yaşamın iyi ve kötü yanlarını herkesten iyi bilir. bu konuda kimse su dökemez eline, özellikle doğru yoldan ayrılmamışlar kendisiyle boy ölçüşemez.
yalnızca devingen canlı yaratıklarda ruhsal bir yaşamın varlığı söz konusu olabilir. ruh, devinim özgürlüğüyle alabildiğine sıkı bir ilişki içindedir. belirli bir yere kök salmış yaratıklarda ruhsal bir yaşamdan pek söz açılamaz; zaten ilgili yaratıklar için ruhsal yaşamın gereği de yoktur. belli bir yere kök salmış bir bitkiye duygu ve düşünceler yakıştırmanın korkunçluğunu düşünebiliriz.
hayatın kapısından içeri adım atanlar gelişim sürecini tamamlamış insanlardır.
yaşamda önemli olan haklı ya da haksız sayılmak değil, ilerlemek ve başkalarının ilerlemesine katkıda bulunmaktır. insanın hep kendisine sorması gereken soru, var olan koşulların düzeltilmesine kendisinin nasıl bir katkıda bulunduğudur.