
kimine dar, kimine bolsun pazartesi! pazartesi! sanki pazar bir şeymiş gibi de onun bir de yarını, ertesi günü var.
yine çarşamba, yine perşembe, işte cuma! cumartesi.. hele bu ertesiler yok mu ertesiler? bu ertesiler, o kendilerini bir şey sanan insanlara benzerler. sanki devam ediyorlar. sanki bir bayramı, bir oh deyişi, bir sevişmeyi, bir sulhu, bir özgürlüğü, bir oyunu, bir aşkı, bir kardeşliği, bir dudak dudağa, bir anlaşmayı devam ettiriyorlar; yalancılar! pazartesi! yürü geç git! lalettayin bir mart gününün lalettayin bir pazartesisi! gideceksen git! pencereye üç beş damla insanın içini ürperten buz gibi su, mangallı odanın bir isim yazdığım, bir şekil çizdiğim camına buğudan başka güzel ne getirdin?