vladimir nabokov
temel bir yasa aramak aptalcadır, bulmaksa daha da aptalca. kötü ruhlu küçük bir insan, insanlığın tüm gidişatının zodiyak'ın sinsice dönüp duran burçlarıyla ya da boş ve dolu bir mide arasındaki mücadeleyle açıklanabileceğine karar verir; titiz bir bağnaz clio'ya yazman tutar ve böylece çağlar ve kitlelerle toptan ticarete başlar. o zaman ekonomik nedenlerin yoğun gelişimlerinin orta yerinden umarsızca seslenen, iki zavallı y'siyle bireyy'in vay haline. neyse ki böyle yasalar yoktur: bir diş ağrısı bir savaşa mal olur, hafif bir yağmur bir ihtilali önleyebilir. her şey akışkan, her şey şansa bağlıdır.
viktorya modası kareli pantolonlu o aksi burjuvanın, uykusuzluk ve migrenin meyvesi das kapital'in yazarının çabaları da boşunaydı. geçmişe bakıp kendi kendine "acaba neler olurdu böyle değil de şöyle olsaydı" diye sormasında ve olmuş olanın yerine başka bir olayı koyarak, hayatındaki sıkıcı, anlamsız, yavan bir anın yerine gerçeğin yeşertemediği muhteşem, neşeli bir olayın öne çıkmasını seyredişinde iç gıcıklayıcı bir zevk vardır. gizemli bir şey, şu hayatın dallanıp budaklanan yapısı: kişi her geçen anda bir yol ayrımı, 'böyle' ve 'öteki türlü'yü hisseder, göz kamaştıran sayısız zikzaklar geçmişin karanlık arka planında iki, üç kola ayrılır.
vızıldayan kurşunların verdiği müzikal zevki söze dökmek imkânsızdır ya da dört nala saldırıya geçmenin.
savaş her zaman çirkindir.
başka birinin canını alan insan her zaman katildir, cellat da olsa atlı asker de olsa.
askeri kahramanlık öyküleri geçmişte kaldı. doktorluğum sırasında savaş yüzünden sakat kalmış ya da hayatları mahvolmuş insanlar gördüm. günümüzde insanlık yeni idealler peşinde. kendini top yemi olarak sunmaktan daha aşağılayıcı bir şey yok artık. belki farklı bir yetiştirilme tarzı, insanlık ve toplumun genel çıkarları hakkında farklı yetiştirilmiş olmak, benim savaşa sizden daha farklı bir gözle bakmamı sağlıyor. ben hiçbir insana ateş açmadım veya süngü saplamadım. tıp alanındaki meslektaşlarım arasında savaş alanında olduğundan daha fazla kahraman bulabileceğinize emin olabilirsiniz.
bu göze çarpmayan şahitlerden, kondüktörler, taksi şoförleri ve kapıcılardan daha mahvedici bir şey yoktur.
gerçek hayatın birdenbire bir rüya olduğunun ortaya çıkması korkutucudur; ama kişinin akışkan ve sorumsuz bir rüya olduğunu düşündüğü şeyin birdenbire gerçeklik şekline bürünüp cisimleşmesi çok daha korkutucudur.