jack london
hep bir kitabım vardı ve diğerleri uyurken ben hep okurdum; uyandıkları zaman yine onlardan biri olurdum; çünkü her zaman iyi bir yoldaştım.
sosyalizm mümkün hale gelmeden hiçbir ruh temiz doğmayacaktır.
düşünmeye yöneldim. içinde yaşadığım karmaşık uygarlığın çıplak basitliklerini gördüm. hayat, besin ve sığınacak yer bulma meselesiydi. insan, besin ve sığınacak yer için bir şeyler satıyordu. tacir ayakkabılarını, politikacı insanlığını, birkaç istisna dışında halkın bütün temsilcileri de insanların güvenini satıyordu. hemen hepsi şereflerini satmaktaydı. kadınlar da ister sokakta, ister kutsal evlilik bağıyla bağlanmış olsunlar, etlerini satmaya meyilliydiler. her şeyin fiyatı vardı; tüm erkek ve kadınlar satılıktı. işçinin kaslarından başka bir şeyi yoktu. pazar yerinde işçinin şerefi beş para etmezdi. onun kasları vardı ve kaslarını satabilirdi ancak.
edebi başarımın en büyük etkenlerini sormuşsunuz; şunlar olduğunu düşünüyorum: çok büyük şans. iyi sağlık, iyi beyin, zihnimle bedenim arasında iyi bir bağıntı. sefalet.
kendini eğitmiş biriyim; kendimden başka akıl hocam olmadı.
sadece tehlikeli şeylerden nefret edilir. tehlikeli olmayan şeyler her zaman saygındır.
nedir oğlan çocuklarını karanlık çöktükten sonra lanetli evlere çeken; taş atıp kaçarlarken, ayak seslerini bastırırcasına kalplerini küt küt attıran? bir çocuğu hayalet hikayeleri dinlemeye zorlayarak korku içinde bırakan, sonra da fazlası için yalvartan nedir?
new york şehrinde, insana mutluluk arayışında yardımcı olsun diye yapılmış en mükemmel icatlar bulunur. ama mutluluk arayışının en olgun insan aklıyla buluştuğu bu yerde, sadece olağanüstü bir mutluluk toplamı değil, ona eşit bir sefalet toplamı vardır.
açık ve koca bir aptallık, akılla doğru orantılı şekilde artıyor; öyle ki insanın aklı ne kadar çoğalırsa, budalalığı da o kadar büyük oluyor.
termometre düştüğünde, insan ortadan kalkar -bütün şehvet, kavga ve başarıları, ırkların tüm macera ve trajedileri, milyar kere milyar kere milyar insanı hayatından eden kanlı cinayetleriyle. kısa insan yaşamı, yıldızların kandiller gibi sönüverdiği, koca güneşlerin sonsuzlukta bir lahza parlayıp çekildiği enginlikte ne kıymet taşır?
kılıçla yükselenler yine kılıçla düşer.
savaş, o yaşlı zorba geçip gidiyor. asker olmak, çalışmaktan daha güvenlidir. bir askeri harekat içindeki yaşama şansınız, bir fabrika ya da kömür madeni içindekinden yüksektir.