marguerite duras
"ben, davud'un oğlu, kudüs kralı, umudumu yitirdim. bütün umutlarım acı verdi bana. kötülük. kuşku. belirsizlik ve de ondan önceki kesinlik. veba salgınları. veba salgınlarına lanet ettim. hiçbir yararı olmayan tanrı arayışı. açlık. sefalet ve açlık. savaşlar. savaşlara lanet ettim. yaşamın törenine. bütün yanlışlara. yalan ve kötülüğe, şüpheye lanet ettim şiirlere ve şarkılara sessizliğe lanet ettim. ve de şehvete. ve de cinayete."
"ben, davud'un oğlu ve kudüs kralı. dünyada olup biten her şeyi tam olarak anlamaya çalıştım. bu, tanrının insan için mümkün kıldığı zor bir araştırmadır. ben yaptım bu araştırmayı. güneşin altında olup bitmiş her şeyi gördüm. her şeyin boş olduğunu ve rüzgârın peşinde koşmak olduğunu gördüm. eğilmiş olanın doğrulamayacağını gördüm. olmayan bir şeyin sayılamayacağını gördüm. şöyle düşündüm: akıllılıkta bütün israil krallarını geride bıraktım. çok fazla bilgeliğe ve ağırbaşlılığa tanık oldum. aynı zamanda aptallığı ve çılgınlığı da iyi görmeye ve iyi anlamaya çalıştım. ve anladım ki o da boştur. rüzgârından peşinden koşmaktır."