alessandro manzoni
şarap mideye indi mi artık konuşan kendisidir.
birçok kişinin üstünde bulunan biriyle arkadaşlık yapmak alttakilerden biriyle yapmaktan yeğdir. bu kişi meseleyi salt kendi açısından değerlendirirken kendi beklentisi, kendisini ilgilendirdiği biçimiyle, kendi tutkusu doğrultusunda ele alır. oysa o birincisi ilk bakışta birçok ilişkiyi, birçok sonucu, birçok çıkarı, yüzlerce kaçınılması gereken şeyi ve yüzlerce kurtarılacak şeyi görür; sorunu çok yönlü değerlendirir.
damarlarında kan olan herkes bu dünyada başlı başına bir değerdir.
yaşamın anlamı sözcüklerle orantılıdır. benzeri duyguları anlatan sözler, yeryüzündeki tüm üçkağıtçı ve soytarılar tarafından söylenmiş olsalar da, güzelliklerinden hiçbir şey yitirmezler; yeter ki çıkarcı olmayan ve özverili bir yaşamın önünde ve arkasında yer alsınlar.
biz insanlar genel olarak bu yapıdayız: orta derecedeki kötülüklere bozulup çılgınca karşı çıkarken, en büyüklerine sessizce boyun eğeriz. başta katlanılmaz bulduğumuz en uç noktadaki kötülükleri ise, boyun eğerek değil, şaşkınlıkla kabulleniriz.
üstesinden gelinemez dikkafalılığın neden olduğu öfke, öç alma duyguları ve tepkileri kimi zaman öyle boyutlarda olur ki, sonuna dek mantığa ve eldeki verilere direnmesinin önüne geçilemez olur.