miguel angel asturias
mutluluk ete bağlı değildir.
kimseye umut vermemeli. evimde, kedinin bile uymak zorunda olduğu en yüksek ilke, kimseye umut vermemektir.
cinsellikle ilgili olarak bir hayvan yanlış hesap yapmaz.
bir idam mahkumu, idamından on iki saat önce hükümetin emriyle son isteğini yerine getirecek olan askeri yargıcın önüne çıkarılmıştı. asıl amaç, ifadesini değiştirmesi şartıyla, suçlunun bağışlanmasıydı. hazırcevap sanık: "son isteğim bir çocuk yapmaktır." diye karşılık vermişti. "olur" diyen soruşturma yargıcı da, iyi bir şaka yapıyor kanısıyla, bir orospu getirtmişti. sanık, hiç ilişmediği kadını yine geri göndermiş ve yargıç yanına gelince ona şunu söylemişti: "yeteri kadar orospu çocuğu var dünyada."
insanın resmini yapan, zamandır.
genel olarak zenginlikle sahteliği birbirinden ayırmak imkansızdır; bu yüzden, aynı düşüncede insanların toplandığı, güvenlik içinde oturulan sade lokantaları gösterişli bir otele tercih ederim; her parlayan şeyi altın sanmamalı.
ağzına vuracak kilidi olmayan, bileğinde kelepçe taşır.
hapishanede geçirilen ilk gece korkunçtur. karanlıklar içinde kalan mahpus, kendini hayatın dışında, bir karabasan dünyasında bulur. duvarlar yok olur, tavan silinir, döşeme kaybolur; bununla birlikte ruh kendini özgürlükten öylesine uzak duyar ki.. ölüm gibi bir şeydir bu.
paranın kan bağlarına saygısı yoktur.
ev, ekmeğin gizli gizli yenmesini sağlar; rahat yenen ekmek makbuldür, bilgeleştirir insanı. ev, sürekliliğin güvenini temsil eder ve sosyal saygı uyandırır. babanın boyunbağı düğümünün parladığı, annenin en güzel süsünü taşıdığı, çocukların kolonya ile taranmış göründüğü bir resim gibidir ev. sokak öyle değildir; o, ne olduğu bilinmeyen şeylerin, tehlikenin, cüretin dünyasıdır; ayna gibi sahtedir, çevredeki kirin, pisliğin herkese açık çamaşırlığıdır.
şu yeryüzünde her şeyin hem iyi tarafı vardır hem kötü tarafı.
ah özlem.. insan özlenen şeye hem sahiptir hem değildir. ellerimizin on parmağıyla çevresinde bir kafes ördüğü altın bir bülbüldür o.