hani şöyle bir ırmak kıyısında
eğilmiş su içer ya bir insan
ıslatır elini yüzünü, serinler
sımsıcak sevgiler içindeyim işte
halim o insanın haline benzer
belli olmaz ki zamanı aşkın
şu gençliğin, deliliğin içinde
ürkek karacalar gibi ağaçlıklarda sevişmek
yaşamak öylesine ömrü
uçan kuşlara esen rüzgara imrenerek
bilirim sevgimiz en sadesinden
şimdilik istediğimiz küçük şeyler
olacak bizim de bir şeylerimiz elbet ilerde
yiyip içtikten sonra avare, şen
gözümüz gönlümüz caddelerde
bir düş gibi mi desem bunlar
gece gündüz mesela, gün ortasında
farkında değilim hiçbir şeyin
şu gençliğin deliliğin içinde ah
senin o ele gelmez güzelliğin