hüsnü arkan
arzunun kapısı açık kaldığında, içeri mutlaka biri girer.
ben sepya fotoğraflara bakarak büyüdüm. büyümek böyle bir şey olmalı; bir sepyanın içinde yer almak, sonra da renklenerek alakasız bir şeye dönüşmek.
güçlü olmak denen şey, çaresizlikten doğar.
insanın insana en çok benzediği çağ, çocukluk galiba.
kadınlar hiç büyüyemezler, kendi hayatlarına yön veremezler. her zaman bir sorumluları olmalıdır.
hayallerin ve onları yaratanların elbiseye ihtiyaçları yoktur. çünkü hayaller, çoğu zaman gerçeklerden daha samimi, daha tabii, daha kaliteli ve herhalde anadan doğmadırlar.
insan sonuna kadar umutlu olabiliyor. umut bir çare değil ama galiba çareden daha büyük bir şey.
hayatı karmakarışık yapan şey, çoğu zaman gerçekler değil, bizim düşündüklerimizdir.
bugün bir yığın aptal adam ve bir yığın aptal kadın gördüm. çok mutluydular. insan hizaya gelince başkalarını da aynı hizaya bekliyor.
bir insan, yargılanmayı göze almadan kendisi olmayı nasıl başarabilir ki?