14.11.2012

bir düğün gecesi

adalet ağaoğlu

aşkın düğünü, kendisidir.

içime yumulup kalmışım. geceler boyu bir tek şey boyuyorum. garip bir tutsaklığın, ilk kez yüz yüze gelinen türden bir yalnızlığın resmini boyuyorum.

"kibir küçüklüktür. ahlaklı insan kendini olduğundan fazla görmeyendir."

coşku ve akıl, mantık ve iyi niyet hiçbir zaman aynı yerde, hele bir bozgun noktasında asla buluşamaz diyebilecek robotlar hala var bu yeryüzünde.

insan kitaplardan ve kürsülerden iyice yere indi mi, artık batsan da, çıksan da yürürsün.

kaş çatmanın, insanlığı geri itmenin gereği yok. ne yaparsan yap, insan gibi yap. ne yaparsan yap, kendinden kaçmadan yap. yalnız başka güçlüklerden değil, kendi güçlüklerinden de kaçmadan yap. devrimse de, sevdaysa da. birini iyi yapan, ötekini de iyi yapar zaten.

insan duygu gölüne balıklama ne zaman dalacağını önden hiç kestiremez. bunun için de en uygun zaman, gerginliğin en uç noktaya vardığı anda sevginin de en uç noktaya vardığı an olmalı.

sevdaya sırt çevrilmez; gençlik, sevdasıyla da, devingenliğiyle de kendini yaşamalıdır.

karl marx: gençliğin eylem biçimi küçük burjuvanın eylem biçimidir. küçük burjuva davranışlarının serüvenciliği, kaypaklığı, sorumsuzluğu ve şiddete, teröre yatkınlığı gençlik eylemlerinde de görülür.

allah kahretsin ya.. bu maskara gece, bu mağmum düğün, en çok gülenimizi en çok ağlatıyor. en aldırmazımız en çok yaralanıyor.

intihar etmeyeceksek içelim bari!