jose saramago
kimse kendisine acımamalıdır. insana saygının ilk koşulu budur.
yazmak; bütün dişlileri ölçüp biçerek, milleri milim milim kontrol ederek, yayların sessiz alçalıp yükselişini ve madeni parçaların içindeki moleküllerin ritmik titreşimlerini iyice gözden geçirerek her şeyi kendi içinde yeniden inşa etme girişimidir.
marguerite yourcenar: insanın gerçek doğum yeri, onun kendisine ilk kez aklıyla baktığı yerdir.
en iyi insanlık tarihi, yerden bütün tohumları elin tek bir hareketiyle avuçlayan, sonra da zamanın değişik evrelerini, avucunun içindeki bu olgun, ancak ekmek haline gelmekten henüz çok uzak bulunan tohumları göğe doğru ya da tam gözlerimizin düzeyine kaldıran bir tarih olurdu.
leonardo da vinci: ressam! kendi bedeninin en çirkin yerine yakından bak ve kendini geliştirmek, o çirkinliği gidermek için elinden geleni yap. eğer sen kabaysan yaptığın figürler de kaba görünecek, ruhsuz olacaktır; sende bulunan bütün iyi ve kötü şeyler, çizimlerinde bir biçimde kendini gösterecektir.
karşılıklı sadakat ihtiyacı bir yük haline gelmediği sürece bir ilişki yürür; bu sözsüz anlaşma bozulduğu anda ilişki zaten bitmiştir. oyun, dürüstçe oynandığı sürece ne yitirilen bir şey vardır ne de anlaşılmayacak bir durum: yalnız burjuva çiftleri birbirine ihanet eder, yalnızca evlilik cüzdanları çıldırmış erkeklerin kafesleri, akılsız dinozorların yaşadığı vahşi bir orman haline gelir.
bizler, tıpkı resmin anlamdan yoksun oluşu gibi, fikirden yoksunuzdur; herkes, her şey aynı suça ortaktır, aynı yanlışlara göz yummuş, aynı ikiyüzlü davranışlarda bulunmuştur.
paul klee: çıplak bir erkek resmi, izleyenin, erkeğin değil de resmin anatomisine hayran olacağı şekilde yapılmalıdır.
önemli olan model değil ressamdır ve bir portre ancak ve ancak ressamının taşıdığı değer kadar değer taşır, daha fazla değil.
luis augusto rebelo da silva: insan eski üzüntüleri canlı tutmaktan asla bıkmaz.
gerçek yalan bilinmeyendir; insanın normal olarak yalan diye adlandırdığı şey, düzebileceği yüz yöntemden yüzüncüsüne göre düzülmüş şey yalan değildir.
bize göre ne denli benzersiz ya da gerçekten değerli olursa olsun, kendi yaşamımız ölüme karşı en iyi silah değildir. en iyi silah, şu benim ölümden ölesiye korkan yaşamım değildir; en iyi silah, önceden yaşam olan ve kuşaktan kuşağa taşınarak bugüne gelen her şeydir.
karl marx: insanın varlığını belirleyen, onun bilinci değildir; tersine insanın sosyal varlığı bilincini belirler.
insan davranışları bir varsayımlar dünyasında yaşamlarını sürdürürler.
ne istiyorum? her şeyden önce yenilmemek istiyorum. sonra, mümkünse başarıya ulaşmak istiyorum. atacağım adımların neler olduğunu, nasıl bir hakikatin peşinde olduğumu bilemiyorum. bildiğim tek şey, bilmemeyi dayanılmaz bulduğumdur.