mahlon b. hoagland
kanser, hücrelerin hastalanmasıdır.
gelin, cam kaplardaki normal hücrelerin ve kanserli hücrelerin davranışlarını inceleyelim. önce, bir kabın ortasına bir iki normal beden hücresi koyacak ve onları besleyici bir sıvıyla örteceğiz. birkaç günlük bir dönem süresince, sürekli camla ve birbirleriyle ilişkide olarak durmadan bölünürler. hücreler, kabın kenarlarına ulaştıkları zaman bölünmeyi durdururlar. bundan sonra hücreler, tek kat hücre derinliğinde bir tabaka halinde, dengeli, iyi komşuluk ilişkileri içerisinde kalırlar. hücrelerin ufak bir bölümünü camdan kazıyıp alırsak, yaranın yanındaki hücreler bölünmeye başlayıp kısa zamanda boşluğu doldururlar. boşluk tek tabaka hücreyle kaplanınca, hücre bölünmesi yine durur.
dikkat ederseniz bu davranış, yenileme yapan hücrelerinkine temelinde benziyor ama onlarınkinden daha basit. yenilenmede de bölünme, önceden belirlenmiş bir sınıra, orijinal organ büyüklüğüne ulaşana kadar hızla sürer. iki sistemde de bizi normal hücrelerin ne zaman durmak gerektiğini bildiklerine inandıran bir davranış var.
şimdi, kanser hücrelerinin davranışını gözleyelim. birkaç tanesini bir kaba koyup ne yapacaklarına bakalım. bölünüp kabı kaplamaya başlıyorlar, normal hücrelerden pek farkları yok. ama kabın kıyısına eriştikleri zaman, normal hücrelerle benzerlikleri kalmıyor. bölünmeye devam ediyorlar, öyle ki düzensiz bir biçimde, gittikçe daha çok hücre üst üste birikiyor. hücreler büyümeyi nasıl durduracaklarını unutmuşa benziyorlar. sürdürülen bölünmeye şimdi engel olabilecek tek şey, besin yokluğudur.
kanser hücrelerinin başka hiçbir hücrede bulunmayan bir özelliği var: ölümsüzmüşçesine sınırsız çoğalma yeteneği. gerçekten de bazı kanser hücreleri, kurbanlarının bedenlerinin dışında çok uzun bir süre yaşıyorlar. bu olgunun en ünlü örneği, 1951'de rahim kanserinden ölen henriette lacks'den ameliyatla alınmış kanser hücreleridir. kadıncağız daha sonra bu kanserden öldü; ama kanserli hücrelerinin bir kısmı cam kavanozlara konup bunlara besin verilmişti. bölünmeyi sürdürdüler. bugün, "hela" hücreleri olarak biliniyorlar, hâlâ canlılar ve bölünüyorlar! kanser araştırmasında yaygın olarak kullanılıyorlar.
kanserli hücreler bedende nasıl davranıyorlarsa, cam kapta da öyle davranıyorlar. normal hücrelerin uyguladıkları sınırlamalardan vazgeçiliyor. hücre bölünmesinin yasaklanması, hücreler belli bir boşluğu doldurduklarında veya önceden belirlenmiş bir toplam kütleye eriştiklerinde ortaya çıkar. bu yeteneğin kaybedilmesi kanserdir.
kanser mutasyonla mı oluşur? bir hücrenin bu önüne geçilmez özellikleri kazanmasının nasıl bir nedeni olabilir? tabii bunu henüz bilmiyoruz. dönüşümün tetiğini neyin çektiği büyük bir soru. ama bedende kanserin başlama biçimi üzerine birkaç şey, akla mutasyonu, başka bir deyişle, bir tek hücrenin dna'sındaki bir değişimi getiriyor.
1. kanser, her zaman bir tek hücrede ani bir değişmeyle başlar görünüyor.
2. hücre bir defa hastalanınca, ondan üreyenlerin hepsi hastalıklı oluyor. yani, kötü özellik hücreden hücreye geçiyor.
3. kanserli hücreler, kendisinden üredikleri normal hücreye göre bir seçilme avantajı elde etmişe benziyorlar.
4. kanser yapan nedenlerin çoğu, örneğin kimyasal maddeler, x-ışınları ve ultraviole ışınları, aynı zamanda mutasyona da neden oluyorlar.
öyleyse, kanserin çok rastlanan, olabilecek nedenlerinden biri de dna'da değişme, yani mutasyon.