albert camus: diz çökmüş durumda yaşamaktansa ayakta ölmek yeğdir.
buket uzuner: normal insanlar için gösteriş ve saygınlık, işin aslından daima daha önemli olmuştur.
herakleitos: her şey değişiyorsa insanın umudunu bir ana bağlaması anlamsızdır. iyi ya da kötü zamanlar yoktur; sadece değişen zamanlar vardır.
daniel defoe: hor kullanılmış bir mutluluk, çoğunlukla en büyük yıkımlara yol açar.
forrest carter: bazı insanlar ağaca baktıkları zaman kereste ve çıkardan başka bir şey görmezler; işte onlar yürüyen ölü insanlardır.
lao-tzu: hastalığını hastalık olarak bilen, hasta değildir.
john fowles: monogami biyolojik bir saçmalık, yalnızca tarihsel geçmişten kaynaklanan bir tesadüftür. sizin asıl evrimsel işleviniz, bir erkek olarak, spermatozoanızı, yani genlerinizi mümkün olduğu kadar çok sayıda rahme aktarmaktır.
lawrence durrell: aşkların en bereketlisi, zamanın yargıçlığına bırakılandır.
mina urgan: kürt sorununu çözümlemenin tek çaresi, dağı taşı topa tutmak değil; doğuyu kalkındırmak, refaha ulaşmasını sağlamak, kürt yurttaşlarımıza insan gibi yaşamak olanağını vermektir.
paul lafargue: bugünkü orduların niteliği üzerinde yanılgıya düşülemez artık. bunlar yalnızca ve yalnızca "iç düşmanı" [işçi sınıfını] bastırmak için sürekli hazır tutulmaktadırlar.
seneca: bütün kaygılarından kurtulmak istiyorsan, korktuğun şeyin başına geldiğini düşün.
antoni casas ros: neden on sekiz yaşında isyankar, otuzunda ılımlı, kırkında geri dönüştürülmüş oluyoruz?