sadi şirazi
önceleri, kalpleri mana aleminin gizemleriyle dolu, görünüşleri perişan ama içleri düzgün insanlar vardı. şimdiyse içleri perişan, görünüşleri düzgün insanlar türedi.
ancak akılsız ve ahmak insanlar beden güzelliğine değer verir.
on derviş bir kilime sığar da, iki sultan bir cihana sığmaz.
doğrusu, tüm cihanın saltanatı bile, yere düşen bir damla kana değmez.
düşünceli insanlar, dünyadan götürecekleri her şeyi yanlarına alırlarken; alçak adamlar, mallarını hasretle arkalarında bırakırlar.
bir iyilikle gönlü rahat ettirmek, her menzilde bin rekat namaz kılmaktan iyidir.
zalimlere hadlerini bildirmek haktır, adalettir.
hüner sahipleri işte böyle yaşarlar: cefa görseler bile muhabbet gösterirler.
dünyanın cefasından kurtulmuş bir insan varsa bu dünyada; o da, halka karşı kapısını kapamış olandır. ister ikiyüzlü olsun, ister dürüst, halkın dilinden kimse kurtulamaz.
sağlığın kıymetini, bir zaman sıtmayla eriyen kimse bilir.
gecenin uzunluğunu ancak hastalar bilir.
kötülere acımak iyilere, zalimleri bağışlamak mazlumlara zulümdür.
büyüklerle uğraşan, kendine yazık eder.
dili kesilmiş, dilsiz ve sağır olarak bir köşede oturan
dili kendi hükmünde olmayan kimseden daha iyidir
sultanların yolu ümit ile korku arasıdır.
ümitle bekleyen birini mutlu etmek, bin tutsağı özgür bırakmaktan daha iyidir.
dünya padişahı da olsa, zenginden mal aldı mı, artık o padişah değil, olsa olsa dilencidir.
düşmanın biri köylünün eşeğini çalarsa, hükümdar o köylüden ne yüzle vergi alabilir? düşman eşeği, sultan vergiyi aldıktan sonra o ülke nasıl huzura erişir? düşkünlere zorbalık iş midir? karıncanın elinden taneyi kapıp kaçan kuş, alçaktır.
asıl mutlu kişi, şöhretini ilmiyle adaletine borçludur. gelen, gider; eken, biçer. insana iyi ya da kötü ad kalır geride.
önemli olan kalbin safiyetidir. parlak sözlerin ibadette yeri yoktur. eyleme dönüşmeyen söylemler hiçbir zaman kıymet taşımaz.
yükü hafif insanlar rahat yürürler.
kaygı da geçer, sevinç de. yeter ki ölmeyegörsün insan.
bir insan söz söylemedikçe
ayıbı ve hüneri gizli olur
her ormanı boş sanma
içinde uyuyan bir kaplan olur
hayattan ümidini kesenler, güzel sözler ederler.
bu dünyada keder de sevinç de geçicidir. ebedi kalan şeyse yaptıklarının karşılığıyla iyi adındır.
kötülüğü kötülükle cezalandırmak kolaydır. mertsen, kötülük yapana iyi, yumuşak davran.
huzur cennetine ancak yokluk cehenneminden geçildikten sonra varılır.
yengi daima aşk, yenilgi akıl demektir.
seni sevdiğinden alıkoyan neyse asıl sevdiğin o demektir.
nice çare bilenler meşakkatle ölürken; nice çaresizler sağlık topunu çeliyor.
varlığından az görünen, asla mahcup olmaz. eğreti giysiyi üstünden çekiverirlerse sırtındaki eskilerle kalırsın.
kimsenin ölümüne sevinme. sanma ki felek, ondan sonra seni bırakacak.
ne söyleyeyim diye düşünmek, niçin söyledim diye pişman olmaktan çok daha iyidir.
iş bitiren yalan, fitne koparan doğrudan daha iyidir.
eğer rızık bilgiyle artsaydı
cahilden yoksulu kalmazdı
oysa cahillerin öyle rızkı var ki
alimler bu işe şaşıp kalıyor
bir felakete düşmeyen kişi, esenliğin kıymetini bilemez.
muhammed gazali'ye sordular: "ilimde bu dereceye nasıl ulaştın?"
cevap verdi: "bilmediğim bir şeyi sormaya utanmadığım için."
sözünü tartmadan söyleyen, alacağı cevaptan incinir.
isteksiz öğrenci parasız aşığa, hünersiz gezgin kanatsız kuşa, amelsiz bilgin meyvesiz ağaca, ilimsiz derviş kapısız eve benzer.
iyilerin görüşü, açık ve gizli perde arasında bir görünür, bir kapanır.
nefse yemek için ara vermek, kasaba minnet etmekten daha iyidir.
biri konuşurken sözü bitmeden araya giren kişi dışında, hiç kimse kendi cehaletini itiraf etmemiştir.
gönlün sevdiği, göze kötü görünmez.
çarşaf altında çok güzel endamlar görünür
fakat açarsan anneanneni görürsün
mutlu, yiyen ve eken; mutsuzsa ölüp ardında bırakan kişidir.
iki doğan vardır. birinin gözleri dikili, diğerininse açık ve fakat kanatları yanmıştır. karun'un hazinesine girenler bir daha çıkamamıştır. akıllı insan, bu kan denizinden çekinir. çünkü hiç kimse gemisini karaya çıkartamamıştır.
mükemmel eser yazmak takdir edersiniz ki bir hayli zordur. denize bakın lütfen; içinde inci olduğu kadar sedef de vardır. şimdi de bahçeye bir göz atın; nice serviler yanında o denli bodur ağaççıklar bulunur.
olgun ve akıllı insanlar, kusur bulacağım diye kendilerini yormazlar.