5.01.2013

din

hypatia b. bonner: ilerlemek için dine aykırı düşünceleri benimsemek gerekir.

el-ıfriki: hayır, fakir kaldığım sürece tanrıya kesinlikle ibadet etmeyeceğim. ibadetleri, keseleri patlayacak kadar dolu olan şeyhe, ordu komutanına bırakalım. neden ibadet edecekmişim? ben güçlü müyüm? bir sarayım, atlarım, zengin kıyafetlerim, altın bir kemerim mi var? minicik bir toprak parçasına bile sahip değilken ibadet etmek tam bir ikiyüzlülük olur.

jeremy clarkson: suyun üzerinde yürümeye çalışırsanız batarsınız. öldüğünüzde ise yeniden dünyaya gelemezsiniz. her şey bu kadar basittir.

ihsan oktay anar: her insan ancak bilmediği şeyden korkar. korkusunu yenmek için bilmek ister. fakat bilmesi için araması gerekir. işte, din de bu arayış değil midir? bununla birlikte, eğer insan bir şeyi arıyorsa onu bulmuş ve ona kavuşmuş da değildir. kavuşamadığı şeye erişmek için can atar. eh! bu da aşktır işte! kısacası, yolumuzu şaşırmış değiliz. korkudan arayışa, arayıştan ise aşka geçtik. hikayeleri anlatırken, elimizde olmadan seçtiğimiz üsluba bakılırsa, daha önce geçtiğimiz yerlerden tekrar geçmiş bulunduğumuz kesin. çünkü bu üç duyguya da çok aşina görünüyoruz. ne korku, ne arayış, ne de aşk bizi şaşırtıyor. bu duygular, gönlümüzde çoktan dinmiş fırtınalar gibi. arayış bitince, aranan şey artık bir kez bulunduğu için, korku da, aşk da biter.

charles caleb colton: şehit olarak ölen kişinin, düzenbaz olmadığını kanıtlamasına rağmen, aptal olmadığını kanıtlamasının imkanı yoktur.