pierre-joseph proudhon
eski medeniyetin sonu geldi; yeni bir güneş doğacak ve yeryüzü yeniden şekillenecek. bırakalım bir kuşak zayi olsun, eski yalancılar ölüp gitsin çölde. kutsal yeryüzü onların kemiklerini kabul etmeyecek.
çağın yozlaşmasıyla öfkelenmiş, adalet özlemiyle içi içini yiyen delikanlı; ülken senin için mukaddes ise, insanlığın menfaatiyle ilgiliysen, özgürlük davasına bağlanmaktan çekinme. eski bencilliğinden sıyrıl, doğmakta olan eşitliğin halkı saran dalgasına karış. orada yenilenen ruhun yeni bir hayata ve güce kavuşacak, sönen dehan başa çıkılmaz bir güce kavuşacak, belki çoktan pörsümüş olan kalbin gençleşecek. aydınlanmış gözlerinin önünde her şey bambaşka görünecek: yeni duygular içinde yeni fikirler doğuracak; din, ahlak, şiir, sanat, dil, hepsi de önünde çok daha güzel, çok daha soylu biçimlere bürünecekler ve böylece kendi inancından emin ve düşünceli bir heyecanla dünyanın yeniden doğuşunun şafağını selamlayacaksın.
siz iğrenç yasaların mahzun kurbanları, alaycı bir dünyanın yağmalayıp taciz ettiği, çalışıp didinmesinde fayda, istirahatinde ümit olmayan insanlar, metin olun, bitimsiz değil gözyaşlarınız. babalar ıstırap içinde diktiğini, çocuklar keyif içinde biçecekler.
ey özgürlük tanrısı! eşitlik tanrısı! daha aklım ermeden kalbime adalet duygusunu koyan, işit coşkun duamı! bütün bu yazdıklarımı bana sen bildirdin. düşünceme şekil verdin, çalışmamı yönlendirdin, efendinin ve kölenin önünde senin gerçeğini yayayım diye zihnimi garabetten, kalbimi esaretten korudun. bana bahşettiğin güç ve yetenekle konuştum, eserimi tamamlamak da sana kalıyor. kendi çıkarımın mı peşindeyim, yoksa senin şanının mı, en iyi yine sen bilirsin ey özgürlük tanrısı!
ah adım anılmasın da insanlık özgür olsun! kendim zulmet içinde kalayım da tek halkın aydınlandığını göreyim; soylu ruhlar aydınlatsın halkı, çıkar gütmeyen yürekler rehberleri olsun. mümkünse bir an önce sonuçlansın davamız; kibri ve cimriliği eşitlik içinde boğ tanrım; bizi köle eden bu zafer aşkını sustur; zavallı evlatlarına özgürlüğün bağrında kahramanların veya büyük adamların yeri olmadığını öğret. güçlüye, zengine, huzurunda ismini ağzıma almadığım insanlara, suçlarının dehşetini ilham et ki en başta onlar topluma borçlarını ödemeye gönüllü olsunlar; pişmanlıklarının çabukluğuyla bağışlansınlar. böylece büyüğü küçüğü, alimi cahili, zengini fakiri tasviri imkansız bir kardeşlikte birleşsinler ve hepsi de yeni bir marş söyleyerek, senin sunağını baştan inşa etsinler ey özgürlük ve eşitlik tanrısı!