
minnete gelince, bu kuşkusuz tüm bağların en zayıfıdır. insanlar bizi kendimiz için mi minnettar kılıyorlar? buna asla inanmayalım; gösteriştendir, kibirdendir. başkalarının gururunun oyuncağı olmak aşağılayıcı olmaz mı? minnettar kalmak daha da aşağılayıcı değil midir? yapılan bir iyilikten daha fazla yük olamaz. ortası hiç yoktur; ya karşılığı verilmelidir ya da aşağılanmış olunur. gururlu ruhlar iyiliğin ağırlığı altında kendilerini kötü hissederler. onların üzerine iyiliğin ağırlığı öyle şiddetle çöker ki, iyilik yapandan nefret ederler yalnızca.
dünyada yalnızca merhamet ve iyilikseverlik tehlikelidir; iyilik bir zayıflıktan başka bir şey değildir, zayıfların nankörlüğü ve densizliği karşısında namuslu insanlar iyilik yapmaktan her zaman pişmanlık duymak zorunda kalırlar.
yüreğinizi asla dinlemeyin çocuğum; doğadan aldığımız en yanlış rehber odur; bahtsızlığa dair aldatıcı vurgulara yüreğinizi dikkatle kapalı tutun; hergeleye, entrikacıya ve komplocuya merhamet göstermektense gerçekte sizin ilginizi çekmek için yapılanları reddetmeniz yeğdir: reddetmeniz çok önemli olmaz, merhamet göstermeniz ise pek sakıncalıdır.
vicdan azapları aklın ürünü değildir, onlar yalnızca yürekten doğar ve aklın yanıltmacaları onları asla söndüremez.
ama yürek yanılır; çünkü yürek aklın yanlış hesaplarının ifadesinden başka bir şey asla olamadı; aklı olgunlaştırın, bir süre sonra yürek teslim olacaktır; akıl yürütmek istediğimizde bizi yolumuzdan saptıran, her zaman için yanlış tanımlardır; ben, yürek nedir bilmiyorum; yalnızca aklın zayıflıkları diyorum buna.