güzel giysilerim var benim aylar rengidir, kanlar rengidir
çekemeyenlerin gözünde bile, deseler demeseler güzeldir
ben sakladıkça giyinirim, gösterir, süslenir giyinirim
gözlerime gelince, ne zaman gözlerim dense aklıma dudaklarım gelir
dostlarım oldu mu olmadı mı, dosta kafa yormazdım
o zamanlar ne kadar bilmezsem o kadar sormazdım
saklamasını, saklanmasını o kadar da susmasını korkudan soran ben
ben olsam bile bundan sonra bence artık bana dost olmazdım
önceleri utanmazdım, bildiğim bir şey vardı kıskanmak
sonra o kıskanmalarım beni hırçınlığa, hırsa sürüdü
soframızda eşit bulunurdu ekmekle memeler, but, bacak
benim şansım varmış kenarda doğmuşum, olacak
öbür yanda bir yığın keseyi beslerken seksomanyak
onlar bizden yana dönmüşler, biz onlardan yana
buluşunca kafaya karşı, kim çıkar karşısında duracak
kentin bir yerinde buluştuk, karşı karşıya geldik
biz de az yenik yitik ölü vermedik
acıdılar, acımalar geçer, savaş bizden yana döndü
onlar bize yürü dedikçe biz onlara yürü dedik
ağlasaydım gözüm bozulurdu ağlamadım
söyleseydim büyürdüm, büyük olurdum, anlatmadım
dudaklarıma bakan bunca alık varken karşımda
ben kendimi ucuza satmadım, boşuna ağlatmadım
şimdi kocaman mutsuzlukların üstünde yükselen
bir yerde buluştuk, kasalar, paralar, boyalar ve ben
kime nasıl anlatabilir artık kimden neler öğrenebilirim
topu topu iki yön kaldı zaten, onlar ve ben