louis de bernieres
bu lanet olası dünyada biz insanlardan daha aşağılık, daha namussuz bir hayvan yoktur.
tek bir yerde yaşayıp gitmeye katlanamayacağı kadar ilginç bir yerdi dünya. başka diyarları görmek istiyordu, bir sonraki köşenin ardında neler olup bittiğini bilmek, bir şekilde dünyanın gidişatına etki etmek istiyordu.
peeto arabayı kenara çekti ve polis memuru elinde ceza makbuzuyla yaklaşırken arabadan çıktı. "ne haber, bill?" dedi peeto. "ben görevdeyken bill değilim, ortak." dedi aslında peeto'nun komşusu olan polis memuru. peeto alttan almayı kendine yediremedi. "ve sen görevdeyken ben de 'ortak' değil 'beyefendi'yim."
insanın en sevdiğini kaybetmesinden daha kötü olan tek bir şey vardır ki, bu da onu neden kaybettiğini bilmemesidir.
geçip giderken herkesin yüzüne dikkatle bakardı. insanlar onun daima bir şeyler arıyormuş gibi göründüğünü düşünürlerdi.
ne de olsa kadın kadına tatile çıkmak ve insanın keyfini kaçıran erkekler olmadan bir süre kafa dinlemek her kadının hakkıdır.
"böyle akılsızların ne kadar çok olduğunu duysan şaşarsın." dedi veteriner. "sürekli bu halde hayvanlar geliyor, veterinerlik okurken hiç düşünmemiştim bu kadar çok kurşun çıkarmak zorunda kalacağımı. bu işin sorumlusu çiftçiler. tilki, dingo, köpek, ne görürlerse ateş ediyorlar ve nedenini sorarsanız hayvanlarını koruduklarını söylüyorlar; bana kalırsa bu adamların büyük çoğunluğu tetik çekmekten zevk alan kıt akıllı serserilerden başka bir şey değil. hala kıtaya ilk gelenler gibi mayasız ekmek yiyen ve kendilerini kovboy filmlerinde başrol oyuncusu zanneden insanlar bunlar. kimilerinin av tüfeklerini pencereden çıkararak cipleriyle çevrede dolaştıklarını ve hareket eden her şeye ateş ettiklerini duydum. insan umutsuzluğa kapılıyor, inanın bana. üstelik bununla yetinmeyip çevreye zehirli yemler de bırakıyorlar. bu beni hakikaten çılgına çeviriyor. bir köpeğin strikninden ölmesini seyretmek kadar korkunç bir şey yoktur; nasıl oluyor da vicdanları buna elveriyor anlayamıyorum."
çoğu köpekten daha zekiydi; ama o da bir türlü anlayamamıştı bir köpeğin bir kediyle olan kavgasında yenilmeye mahkum olduğunu; çünkü eninde sonunda kedi kaçmaktan bıkar ve dönüp çılgınca dövüşürdü.
gün gelir, daima yüzümüze gülen talih bize arkasını dönüverir. kendi başımıza kalır ve son mücadelemizde ayakta kalmaya çabalarız. kimileri gerçekten de ölürken yapayalnızdır, kimilerinin başucunda bekleyen dostları, akrabaları vardır; ama ne olursa olsun, insan yaşamının sonuna geldiğinde o karanlık tünele girerken yanına kimseyi alamaz.