server tanilli
laiklikte devlet dinin ne düşmanı ne de dostudur; kurum olarak dinin dışında, uzağındadır. demokratik bir devlet, aynı zamanda dinle bağlarını kesmiş bir devlettir; ancak böyle bir devletten laiklik beklenir ve dinsel gericiliğe karşı mücadele istenebilir.
türkiye'nin somut gerçeklikleri göz önünde tutulduğunda, böylesi bir devlete ulaştıracak önlemlerden ilk akla gelenler şunlardır: diyanet işleri başkanlığı kaldırılmalıdır. üniversitelerdeki ilahiyat öğrenimi dışında devlete bağlı bütün okullarda dinsel eğitime son verilmelidir. devletin mali yönden desteklediği tüm imam-hatip okulları, her türlü dinsel okul ve kurslar devletin görev alanından çıkarılıp ilgilenen kimselere bırakılmalıdır. imam, vaiz, hoca vb. her türlü din görevlisinin devlet memurluğuna son verilmelidir. vakıflar idaresi dine ve dinciliğe hizmet eden bir kurum olmaktan çıkarılmalı, elindeki olanaklar sosyal yardım çerçevesinde değerlendirilmeli, tarihi eser niteliği taşıyan camilerin bakım ve onarımı dışında devlet dine, dinsel kurumlara, cami ve benzeri kuruluşlara bir kuruş bile harcamamalı ve bu yoldan elde edilecek büyük meblağlar sanayileşme yatırımlarına ayrılmalıdır. islamcıların salt dincilik amacıyla devlet kurumlarına soktukları, üstelik işinin ehli olmayan şişirme kadrolar ayıklanmalı, böylece dinin ve dincilerin kayrılmasına son verilmelidir.
"güçlenen dinsel fanatik akımlar, terörlerini giderek artan bir biçimde üniversitelere de sokmuşlardır. van'da, yüzüncü yıl üniversitesi'nden bir öğrencinin, oruç tutmadığı gerekçesiyle 'islam'ın bekçileri' tarafından bıçak ve taşlarla öldürülmesi, bu 'dindarların' neler yapabileceğini, laik bir toplumun hangi tehlikelerin tehdidi altında olduğunu göstermektedir. yasaklar ve yönetimsel önlemlerle bu aydınlanma düşmanı güçlerin önüne geçilemeyecek, onların gizli düşmanlığı daha da artacaktır." (gerhard bauer)
laikliğin geçerli olmadığı bir islam toplumunda demokrasi rafta kalır; laik öğretimin bulunmadığı bir eğitim düzeninde de inanç özgürlüğü yoktur.