ona denizlerden söz eden oldu, balıklığı bundan
şarkılara giriyor şimdi şiirlerden çıktıkça
bir yanını sevdim bırakmam öldürseler -ve öyle
bir günde en çok duyduğum şeyi söylerim ona
-bugün yorgunum, eskiyim
(hani balıkçıların orada, sulanmış balıklar kokar ya, öyle)
bir gün gelirseniz
hangi saatte olursa, bakır cezveyi sürerim ocağa
üç el oynarız bilmediğim oyunlardan, yenilirim
artık ne desem denizliği tutar mavi, şarkılarda
en çok da marmara/en çok da bir yıkıntıya doğru
yorsam oyunlarla
biliyorum, yosunlar nasıl yosunsa, balıklar nasıl balıksa
sizin denizleriniz nasıl derinse
sizin kayanız sizin dalganız ve ötesi ağaçlık
bir daha öteden siz çıkar gelirsiniz
hava güneşli olsun olmasın
çingeneler çadırlarını toplayıp gitmeden daha
ve yolcular yola düşmeden
bulunmuş bir çocuğu sevmeden daha
çayları demleyen, bardakları yıkayan
-ki nasılsa bir yanlışlıkla-
günün yorgunluğunu bir kıyıya çıkarıp koyan
gece, ey nasıl bir yanlışlıkla gece
ona denizlerden ona balıklardan ona
yavaşça bir sestir söyler
-bugün yorgunum, eskiyim