guy debord
insanlar babalarından çok, yaşadıkları zamana benzerler.
gösteri kendini tartışılmaz ve erişilmez devasa bir olumluluk olarak sunar. "görünen şey iyidir, iyi olan şey görünür." der, başka bir şey demez.
gösteri üç gün boyunca bir şeyden bahsetmediği zaman o şey hiç var olmamış gibidir. çünkü artık gösteri başka bir şeyden bahsediyordur ve kısacası bundan böyle var olan o başka şeydir.
gösteri metası, tamamen normal ve sıradan şeyleri -bir araba, ayakkabı, sosyoloji doktorası- olağanüstü eşyalar gibi, üstün ve belki de elitist bir varoluşun anahtarı gibi sunar.
gösteride büyüleyici olan nesne, tüketicisinin ve bütün diğer tüketicilerin evine girer girmez bayağılaşır. doğal olarak üretimindeki sefaletten kaynaklanan temel zavallılığını çok geç açığa vurur. fakat o ana kadar sistemin doğrulanmasını bir başka nesne üstlenmiştir bile ve tanınmayı talep etmektedir.
izleyici ne kadar çok seyrederse o kadar az yaşar; kendisini egemen ihtiyaç imajlarında bulmayı ne kadar kabul ederse kendi varoluşunu ve kendi arzularını o kadar az anlar.
her şeye kadir bir ekonomi çığrından çıktığında -gösteri çağı bundan başka bir şey değildir- hem yöntembilimsel açıdan hem de araştırmacıların pratik çalışma koşulları açısından en son bilimsel özerklik kırıntıları da ortadan kalkmış demektir. artık bilimden dünyayı anlaması ya da herhangi bir şeyi iyileştirmesi beklenmemektedir. bilimden beklenen tek şey, sadece olup biten her şeyi anında doğrulamasıdır. gösteri hakimiyeti, oldukça tahripkar bir düşüncesizlikle sömürdüğü bu alanda da en az diğer alanlardaki kadar budalaca davranarak sadece kendisine bir sopa yapmak amacıyla bilimsel bilginin dev ağacını kesmiştir.